ABD eski başkanı Trump gelişiyle, gidişiyle ve 4 yıllık icratlarıyla sayısız skandallara imza atmıştır. Milyarder, emlak kralı ve televizyon karakteri olan Donald Trump, Amerika Birleşik Devletleri'nin 45'inci başkanı olarak ülkesinde ve dünyada pek çok kişiyi şaşırtmıştı. Trump ülke ve dünya siyasetini İş adamı mantığıyla yaptığından bir çok skandal kararlar almıştır. Kişisel ve devlet mesajlarını Twitter üzerinden vermesiyle nam salan Trump çok sayıda gafa neden olurken, sayısız hatalı ve tartışmalı paylaşımlarda bulundu. Trump yönetimi ABD tarihinde bir dönemde en çok Beyaz Saray çalışanı değiştiren hükümet olarak kayda geçti. Bir ülke şirket mantığıyla yönetilirse olacağı buydu! Ağzı bozuk siyasetçi olarak da hafızlarda yerini koruyacak, bir zamanlar ABD’nin First leydisi olan sonrasında siyasete atılan Hillary Clinton için “sahtekar Hillary” demesi, kendi atadığı bürokratına “deli Bolton” demesi gibi…Yaşam tarzıyla da skandallara imza atmıştır, 3.eşi Melania'yi eski Playboy modeli Karen McDougal ve porno yıldızı Stormy Daniels ile aldatması gibi ahlaksızlıklarıyla…

ABD eski Başkanı Trump hakkında yazılan çizilenler bitmek bilmiyor. ABD'nin bugüne kadarki belki de en tartışılan başkanı olan Trump'ın bir zamanlar yakın çevresinde olan kişiler, onunla ilgili anılarını anlattıkları kitapları bir bir yayınlamaya devam ettikçe daha bir çok gizli kalmış skandalları da duyacağız. Gün görmemiş daha ne skandal haberlerin geleceğini şimdiden söylemek mümkün.

Müslümanların kutsal şehri Kudüsü İsrail başkenti ilan etmesi skandalların en büyüğüydü…Türkiye'ye karşı yıkıcı faaliyet gösteren envai terör örgütlerine lojistik destek veren Trump’ın ne kadar karanlık kişi olduğunu gösteren en net deliller olmuştur. Göçmenlere karşı radikal kararları hiç unutulmadı…Ayrımcılık, ırkçılık Trump zamanına pik yapmıştır. Ülkesinde bile kutuplaşmayı artıran tek lider olmuştur.

Trump, Kaşıkçı cinayetiyle ilgili CIA'e karşı Prens Selman'ı savunması da ayrı bir skandal olarak tarihe geçmiştir.

Trump'ın başı daima mahkemeler, davalar ve skandallar ile dertte olmuştur. Siyasi hayata atılmadan önce de hakkında pek çok dava bulunan Trump'ın bu davaların çoğunda uzlaşma yoluna gittiği biliniyor. Nitelikli dolandırıcılık ve taciz gibi suçlamaların da aralarında bulunduğu bu davalar siyasi kariyeri sırasında da daha ciddi seviyelere yükselerek devam etti. Örneğin Trump Üniversitesi ile ilgili birçok dolandırıcılık davası bulunuyor. Bunun yanı sıra tamamını reddetmiş olsa da toplamda 16 kadın Temmuz 2019'da Trump'a taciz davası açtı.

Başkanlığı sırasında eski bir porno oyuncusu ile ilgili ortaya çıkan seks skandalı da uzun süre manşetlerden inmedi. Buna göre Trump, oyuncuya yaşananlara ilişkin konuşmaması için sus payı 130 bin dolar para ödemişti. Azil süreci ise seçim yarışının başında en büyük rakibi olduğu ortaya çıkmış olan Joe Biden'ı zor duruma düşürmek ve imajına zarar vermek için, Ukrayna'daki bir enerji şirketinin yönetim kurulunda bulunan oğlu Hunter Biden'a soruşturma açılması konusunda Ukrayna devlet liderine telefonda baskı yaptığının kayıtları ortaya çıkması ile başladı. Trump'ın, Ukrayna lideri bunu yapmazsa Rusya'ya karşı kendisini savunması için gerekli olan silahların gönderimini askıya alacağı imasında bulunduğu anlaşıldı.

Donald Trump'ın istikrarlı bir politik pozisyonunu hiçbir zaman göremedik. Bu nedenle siyasi politikalara olan yaklaşımı da sürekli farklılık gösterdi. En bilinen örneklerden biri Trump'ın kürtaja ve LGBT haklarına ilişkin pozisyonu. Daha önce kürtaj hakkını açık şekilde savunmuş olan Trump bugün bu konuda farklı bir yerde duruyor. Aynı şekilde LGBT bireylerin askerlik yapabilmesi konusunda da daha önceki pozisyonundan farklı olarak bunu yasaklayan bir düzenlemeye imza attı.

Bugün Cumhuriyetçi olan Trump daha önce birkaç defa tarafını değiştirmişti. Son 30 yılda bazen Demokrat bazen bağımsız bazen de Cumhuriyetçi olarak kaydolan Trump'ın en son geçirdiği değişim, 2009 yılında Cumhuriyetçilerin safhına geçip 2011'de yeniden bağımsız olması ve sonra 2012'de tekrar Cumhuriyetçi olmasıydı. O tarihten günümüze kadar Cumhuriyetçi olan Trump, 2016'da da başkanlığa adaylığını koydu ve Demokrat aday Hillary Clinton'a karşı zafer kazanarak başkan oldu. Zik zak kişiliğe sahip olduğu yorumunu bu haliyle de yapabiliriz. Başkanlığı döneminde de sabah başka, öğle ve akşam başka konuşan bir karekter olarak hafızalarda hala yerini korumaktadır…

Trump'ın çok sayıda politikası ülkede büyük tartışmalara yol açtı. Göç ve göçmen politikası, ticaret ve iklim değişikliği politikaları bunların başında geliyor…

Ekonomi konusunda korumacı ve küreselleşme karşıtı bir tutum izleyen Trump'ın Çin ile başlattığı ticaret savaşından Avrupa dahil tüm dünya ekonomisi etkilendi. 'Trump doktrini' olarak tarihe geçen bu tutum sonucunda yeni bazı uluslararası anlaşmalar yeniden masaya yatırılırken, yeni kotalar, gümrük vergileri ve kısıtlamalar ortaya çıktı. Başkanlık dönemi sırasında Amerikan ekonomisi ve işsizlik göstergeleri olumlu seyretse de Covid-19 salgını ile bu alanlarda da sıkıntılar yaşandı. Bugün Covid 19 nedeniyle 450 bin civarında ABD’li vatandaşı öldü, sorumlusu yine bay Trump!

Bunların yanı sıra iç politikada sağlık sigortası ve vergi ile dış poltikada Kuzey Kore, İran ve Rusya'ya ilişkin politikaları sürekli tartışma ve kutuplaşma nedeni oldu.

Üyeleri ömür boyu görev yapmak üzere atanan ve kendileri bırakmadıkları sürece görevden alınamayan ABD Yüksek Mahkemesi yargıçlarından üçü Trump döneminde atandı. Seçtiği isimlerden bazıları ülkede büyük tartışmalara ve polemiklere neden oldu.

Hem ülkesinde hem de dünya ülkeleriyle ilgili ilişkileri üst seviyede geren bir başkandı. Uluslararası kuruluşlara rest çeken, yine kendini ve ABD’yi dev aynasında gören bir mantık hakimdi…

Paris iklim antlaşmasından, Dünya Sağlık Örgütünden hatta Birleşmiş Milletlerden bir çok Uluslararası örgütlerden desteğini çekti, ABD’yı bu örgütlerden kendisi dışladı…

İran, Kuzey Kore, Vietnam, Rusya, Türkiye gibi bir çok ülke ile ikili antlaşmaları rafa kaldırdı….

Tel Aviv'deki ABD büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararı ise tüm dünyada ve Birleşmiş Milletler'de olumsuz tepkilerle karşılandı. Suudi Arabistan gibi ülkelerle olan ilişkileri ise eleştiri konusu olmaya devam etti.

Trump enerji konusunda kömür ve petrol gibi fosil yakıtların çıkarılmaya ve kullanılmaya devam etmesini savunuyor.

Meksika sınırına göçmen girişini önlemek için duvar ördüren yine Trump olmuştur, bunların yanı sıra Meksika sınırından kaçak olarak giren kişilerin çocuklarından ayırılması ve bazı Müslüman ülkelere uygulanan ABD'ye giriş yasağı gibi politikalar da oldukça sert şekilde eleştirildi. Giderayak af kararnamesi imzalaması da ABD’de adalet kavramını yeniden sorgulatmıştır…

Bununla birlikte Trump yönetimi Rusya ile daha önce varılmış olan 'Orta Menzilli Nükleer Güç Antlaşması'nı tek taraflı askıya aldı. Bunun üzerine Rusya da anlaşmadan çekildi.

En son 3 kasım seçim sonuçları ilk kez açıklanması aylar sürdü, peş peşe kaybettiği eyaletlerde seçim sonucunu mahkemeler taşıdı…

Yine ilk kez Trump halk ayaklanmasına önderlik etti, ABD Kongre binasını bastırdı… İlk azil süreciyle karşılaşan başkan oldu, Sosyal medya yasağı getirilen ilk başkan ünvanın da aldı. Yine ilk kez Başkanlık devir teslim törenine katılmayan başkan olarak skandallar tarihine geçti…ABD başkanlık devir teslim töreninde ilk kez 25 binden fazla Ulusal Muhafız askerlerince Beyaz saray, Kongre binası hatta Washington, New York gibi bir çok eyaletlerde sokakları korumaya alındı. Bu görüntüler anti demokrat, darbe yönetimlerinde bile görülmemiştir…Bu skandal uygulamanın nedeni tabiki bay Trump! ABD’de 3 Kasım 2020 sonrası bir çok eyalette demokrasi ve özgürlükler askıya alındı…New York, Washington, New Jersey gibi bir çok eyaletlerde iş yerleri yağma ve talana karşı vitrin, kapı-pencerelerine tahta ve metal plakalarla kapatılması da bay Trump’ın oluşturduğu ayrımcılığın ürünüdür… 

Trump’ın skandallarını ifşa edecek bir çok kitap basılmaya başlanacak… Bunlardan biri, Trump'ın yeğeni Mary Trump imzasını taşıyor. Kitapta ABD Başkanı'nın eşi Melania'ya sadakatsizlerinden tutun da, Trump'ın şüpheli vergi işlerine kadar bomba etkisi yaratacak pek çok konu yer alıyor. Diğer kitap ise Eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton tarafından kaleme alındı. "The Room Where It Happened" (Olayın Gerçekleştiği Oda), yakında piyasaya çıkacak…

Kısacası Trump turnusol işlevi görerek demokrasi Timsali ABD ve o şahşahalı özgürlükçü ABD’lilerin hiç de demokrat ve özgürlükçü olmadığını tüm dünyaya göstermiştir…