Gürel Yurttaş / YENİÇAĞ

Hakan Çalhanoğlu'nun vatanseverliğinden kimse şüphe edemez. Almanya'da doğdu. A Milli Takımımız'ın her kademesinde oynadı. Şimdi A Milli Takım'ın kaptanı. Avrupa'da tanınan bir yıldız. Hamburg, Bayer Leverkusen, Milan'dan sonra şimdi de Inter'de forma giyiyor.

Eğer isteseydi alt yapıdan itibaren Alman Milli Takımı'nı seçebilirdi; Mesut Özil ve İlkay Gündoğan ve daha niceleri gibi. Ama çocukluğundan beri seçti Ay Yıldızı. Çünkü kalbi Türkiye ile atıyordu.

29 yaşına geldi Hakan. Artık A Milli Takım formasıyla da başarmak istiyor. Başarmak istiyor da tek başına ne yapabilir ki? Çünkü Türk futbolunu kimler yönetiyor? Hatırlıyor musunuz Hırvat teknik adam Slaven Bilic'in Beşiktaş'tan ayrılırken Türkiye ile ilgili sözlerini:

"Türkiye'de temel problem şu; bilgili olanların yetkisi yok, yetkisi olanların da bilgisi yok."

Ancak bu kadar isabetli teşhis olur.

Milli Takım'ı yönetenler kim? TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi mesela. Ne kadar bilgisi var? Zihni Sinir procelerinden başka ne koyuyor ortaya. Sürekli "Cek, cak, cuk!" İleriye yönelik vaatler. Yok Türk futbolunu dünyaya açacakmış da, yok Süper Kupa finalini yurt dışında oynatakmış da, yok marka değeri parlayacakmış da. Haa... Gülmeden edemedim. Süper Kupa finalini oynatmayı düşündüğü ülkelerden biri de İngiltere'ymiş. Böylece bizi göreceklermiş. İngilizlerin futboldaki yeri belli. Kulüplerinin durumu belli. Bizim neyimize ilgi gösterecekler? Bir de Ermenistan maçından sonra sorunun Kuntz'da olmadığını söylüyor. Gerçi haklı bir yerde, sorun Kuntz'u orada tutanda. Yani kendisinde.

Milli Takım'ın başındakiler kim? Hamit Altıntop ve Stefan Kuntz. Altıntop Ermenistan maçından sonra ortalarda gözükmedi. Halbuki biz elini masaya vura vura bir konuşma daha yapmasını beklerdik! Bu şahıs kaç yıldır Milli Takım sorumlusu. Kuntz'u getiren de o, milli takıma Alman 2. liginde bir takımdan bulup, yardımcı bir antrenör getiren de o. Sanki Türkiye'de başka kimse yokmuş gibi milli takım gerisin geriye giderken sürekli görevde kalan da o. Nedir bu inat; bilemiyorum.

Gelelim Kuntz'a. Türk futbolcularına o kadar Alman ki! Daha kimin nerede oynadığını bilmiyor. Stoperi sağ bek, kanat oyuncusu santrfor oynatabiliyor. Takımında sürekli oynayanları yedek, hiç oynamayanları ilk 11'e koyabiliyor. Çünkü aklı fikri Almanya'da sanırım; orada da televizyon yorumculuğu yapıyor. Peki soruyorum size; Türkiye'de Milli Takım başına gelecek kimse yok mu? Sergen Yalçın orada duruyor. Rıza Çalımbay, Yılmaz Vural, Samet Aybaba, Aykut Kocaman... Say sayabildiğin kadar. Avrupa'nın kaç ülkesinin milli takımının başında yabancı hoca var? Bizim futbolcularımız kalpten oynuyor, Hakan gibi vatan sevgisiyle mücadele ediyor. Onun için kendileri gibi düşünen, kendileri gibi konuşan, kenarda kendilerini ateşleyecek bir hocaya ihtiyaç duyuyor. Hem Kuntz'un bu takımın da milli takımlar seviyesinin de çok altında bir hoca olduğu o kadar belli oluyor ki. Defalarca kanıtladı bunu zaten.

Bakın; Hakan Çalhanoğlu Ermenistan maçından sonra aynen şunları söyledi:

"Bahane bulmayıp şunu söylemem gerekiyor; saha, zemin kötüydü ama mutlu muyum, değilim. Öfkeliyim. İtalya'dan geldim, motiveyim, moralim bozuluyor ama unutmam da gerekiyor. Ermenistan'ı evde yenemiyorsan bazı şeyleri düzeltmen ve daha konsantre olman gerekiyor. Bu maçı alıp rahatlayabilirdik."

Duydun mu Büyükekşi? Duydun mu Altıntop?

Maçın oynanacağı stada karar verirken kimse gidip de inceleme yapmıyor mu? "Bazı şeyleri düzeltmen gerekiyor" diyor, ne demek istediğini anlamıyor musunuz? İlle de açık açık mı söylesin, isim mi versin?

Bu gidişle bu gruptan da çıkamayız biz.

Ünlü bilim adamı Albert Einstein’in söylediği iddia edilen sözü şuraya koyup bitireyim yazıyı:

“Ahmaklığın en büyük kanıtı aynı şeyi yapıp farklı sonuçlar beklemektir!”

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/yaziklar-olsun-buyukeksi-hakan-calhanoglunun-ofkesini-duyuyor-musun-706694h.htm