Yeniden Refah nereye koşuyor?

ABDULLAH ŞANLIDAĞ

İletişim: sanlidagatila@hotmail.com

  

Yerel seçimlere ramak kala, siyasetin suyu iyice ısındı. Ulusal ve yerel çapta yerel ölçekte Yeniden Refah Partisi’nin bir yükseliş trendi var. Balon mu, yoksa hakikat mi, bunu seçimlerde göreceğiz. Yeniden Refah değerlendirmemi yapacağım, önce klasik CHP’den başlamak istiyorum.

“Başta CHP olmak üzere muhalefete bakıp asla umutsuzluğa kapılmayın. Alternatifsiz değilsiniz. Hiçbir vatandaşımızın kendisini dışlanmış, ötelenmiş, yok sayılmış hissetmesine gönlümüz razı değildir. Şayet siyasetten beklentiniz hizmet ve eser görmekse biz buradayız.”

Bu sözler Ak Parti Genel Başkanı da olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait. Muhalefet çok dağınık. Genel seçim yenilgisini üzerlerinden atamadılar. CHP desen, zaten evlere şenlik. Küçük partileri saymıyorum bile. 22 yılda AK Parti’den iki tane parti doğdu. Ne hazindir ki, ikisi de bir varlık gösteremedi ve daha doğmadan mevta oldular. Muhafazakâr demokrat olarak Türk siyasetine damgasını vuran Ak Parti, şu andaki milliyetçi kimliğiyle merkeze oturmuş bulunuyor. İdeolojik siyaset devri kapanıyor. CHP dışındaki tüm partiler kabuklarını kırmanın ve dünyadaki gerçeklikle birlikte hareket etmenin hesabını yapıyorlar.

Aslında CHP de Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte kabuğunu kırmaya çalışmış, tek partili döneme ait eylem ve söylemlerini terk etmek için samimi adımlar atmıştı. CHP’li Özgür Özel, farklı düşüncedeki insanlara ve özellikle mütedeyyin sınıflara mesafeli bir siyaset üretiyor. Eski retorik, eski jargon vitrinle bir yere varılmaz. İyi Parti hızla eriyor. Bir ara merkez partisi olma yolunda hızla ilerliyordu ama 6’lı masadaki zikzaklı tavırları, ilkeli olmayan yürüttüğü siyaset sayesinde yüzde 5’lere kadar düştü.

Muhalefet var ama yok.

Muhalefet partileri içerisinde yükselen ve oylarını sürekli arttıran YRP (Yeniden Refah Partisi), iktidarla olan mesafesini de korumaya çalışıyor. Genel seçimlerde Cumhur İttifakını destekleyen Yeniden Refah, yerelde yalnız hareket ediyor. Fatih Erbakan, bilindiği üzere merhum Necmettin Erbakan’ın oğlu. Erbakan’ın çok renkli, hiperaktif, karizma bir duruşu ve büyük devlet adamı kimliği vardı. Oğul Erbakan biraz daha sakin ve durgun, birçok şeyi ağırdan alan yapıya sahip. Karşısındakine değer vererek dinlemesini biliyor. Türkiye ve dünyadaki gelişmeler üzerine yaptığı tespitler de yabana atılacak cinsten değil. Yalnız, Erdoğan sonrası Ak Parti’nin sosyolojik tabanına gözünü dikmiş durumda. Bu yüzden Yeniden Refah da İstanbul’a oynuyor. Kazanamayacağı kesin. Oyları bölüp Ekrem İmamoğlu’nun kazanmasına vesile olursa, yazık eder. Murat Kurum, kibirli İmamoğlu’nu nakavt eder, buna yürekten inanıyorum.

 Türk siyasetinin şu andaki ayrılmaz ikilisi görünümündeki AK Parti ve MHP ittifakı, yerel seçimlerde de birlikteliklerini koruyacaklar. Muhafazakâr demokrat ve İslamcı çizgi, yazımın başında da ifade ettiğim gibi milliyetçi kimliğe evrildi. Dünyadaki gelişmeler de böyle..

22 yıldır AK Parti’nin karşısına güçlü bir muhalefet partisi çıkmadı. Geçmişte yaptığı hatalardan dolayı CHP’nin karnesi zayıf. Hâlâ dindarlarla barışmayı ve farklı sınıflarla kucaklaşmayı zul sayan bir CHP kafasıyla hiçbir yere varılmaz. CHP, kendisini devletin sahibi gibi görmekten vazgeçmediği ve dindarlarla barışmadığı sürece, sittin seni iktidara gelemez.

Türkiye, muhalefetsiz bir iklime doğru hızla ilerliyor. AK Parti Genel Başkanı sıfatıyla Erdoğan, ne kadar muhalefet partisi varsa hepsini de merkezin çeperinden hızla uzaklaştırdı. Muhalefetsiz bir Türkiye’yi uzun vadede tehlikeli görüyorum. Güç, zamanla insanı sarhoş yapabilir. Yaptığınız her şeyi meşru görebilirsiniz. Siyaseti ve özellikle iktidar partisini denetleyen bir muhalefet, inanın Türkiye’nin hayrınadır. Rakibiniz ne kadar güçlü ve seviyeli olursa, siz de o kadar seviyeli projeler üretirsiniz. İktidarı harekete geçiren ve biraz da daha iyi çalışmasına vesile olan muhalefet partileridir. AK Parti, uzun soluklu yaşamak istiyorsa, muhalif seslere rıza göstermek zorundadır. Kıytırık ve tabansız bir muhalefetle karşı karşıyayız. Genel seçimlerin üzerinden 10 ay geçmesine rağmen muhalefetteki dağınıklık, bölünmüşlük hiç de hayra alamet değil. Muhalefet hızla marjinalleşiyor. Güneşin karşısında eriyen kar gibi irtifa kaybeden muhalefet, böyle giderse elindeki birkaç belediyeyi de kaybedecek.

Tüm dünya bir değişim ve dönüşümün arifesinde hızla ilerliyor. Modernleşme, demokratikleşmeyi de beraberinde getirmesi gerekirken, otokratik ve totaliter yapılar güçleniyor. Haydi hayırlısı…

https://www.yeniakit.com.tr/