İSTANBUL (AA) - İstanbul Atlas Üniversitesi Kurumsal İletişim Daire Başkanlığı İş Geliştirme ve Tanıtım Müdürü Seda Kahraman, Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nda (YKS) tercih yapacak adayların dikkat etmesi gereken konulara ilişkin önerilerde bulundu.

Üniversiteden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Kahraman, YKS'de bu yıl geçen seneye oranla daha az adayın başvurduğunu, bu durumun kontenjanlarla birlikte değerlendirildiğinde öğrenciler için avantaj ya da dezavantaj yaratabileceğini ifade etti.

Kahraman, '2025 YKS'ye 1 milyon 375 bin 389'u kadın, 1 milyon 185 bin 260 erkek olmak üzere 2,5 milyonun üstünde kişinin katılacağının açıklanmıştı. Sınava katılan aday sayısının sonuçlarla beraber açıklanması bekleniyor. Geçtiğimiz yıl sınava 3 milyon 036 bin 934 aday başvurmuş, bunlardan 2 milyon 819 bin 362 aday sınava girdi.' ifadelerini kullandı.

Bu yıl sınava başvuran aday sayısının daha az olmasının avantajlarına değinen Kahraman, eğer üniversitelerin kontenjanları geçen yıla göre aynıysa veya artmışsa bu durumun sınava giren adaylar için avantaj yaratacağını aktardı.

Kahraman, arz-talep dengesi açısından rekabet edilen kişi sayısının az olmasının öğrenciler için pozitif bir durum olduğuna işaret ederek, 'Kontenjanların azalması durumunda bile etki nötr olabilir. Ancak yine de sınava giren öğrencilerin profilleri, puanları, programların kontenjan durumlarına bağlı olarak değerlendirme yapmak en doğrusu olacaktır.' değerlendirmesinde bulundu.

Sınava başvuran aday sayısının geçen yıla oranla az olmasının bazı dezavantajlar da oluşturabileceğini kaydeden Kahraman, şu ifadeleri kullandı:

'Öğrenci, 2025 YKS puanına ve başarı sıralamasına göre yerini doğru yorumlayamayabilir. Bir önceki senenin verilerinden hareketle yapılacak yerleşme yorumlarında aday öğrenciler çok dikkatli olmak zorundadır. Bunun için alanında uzman bir tercih danışmanıyla tercihleri yorumlamak oldukça önem arz etmektedir.'

- 'Öğrencilerin tercih yelpazesini geniş tutması önemli'

Adayların tercihlerini yaparken puanlarını değil, başarı sıralamalarını göz önünde bulundurmaları gerektiğine vurgu yapan Kahraman, puanların her yıl değişkenlik gösterdiğini ancak başarı sıralamalarının daha doğru bir veri sunduğunu ifade etti.

Kahraman, aday öğrencilerin tercih yelpazesini geniş tutmasının önemli olduğunu vurgulayarak, şu önerilerde bulundu:

'Adaylar, tercih listesinde alt ve üst tercihlerini doğru belirlemeli, tercih yelpazesini sıralamalarına göre geniş tutmalıdır. Aday öğrenciler, sıralamalarının tutmadığı ancak çok istedikleri 2-3 bölümü, başarı sıralamaları kendilerinden daha yukarıda görünse de yazmalıdır. İdeal tercih sıralaması bu 2-3 tercihten sonra gelmeli, bu tercihlerden sonra ideal tercih sıralaması yapılmalıdır. Ancak aday öğrenci 'Mutlaka bir yükseköğretim programına yerleşmeliyim' diyorsa kendi başarı sırasının altında olan yüksek öğretim programlarına da tercih listesinde yer vermesi gerekir. Başarı sıralamasının yüzde 15-30 yukarısından başlayarak tercihlerini istek sırasına göre yüzde 50-60 aşağıya indirmesi yerleşme ihtimalini artıracaktır.'

'Aday öğrencinin tercih listesinde birden fazla bölüm varsa çeşitlilik çok olsun diye çok fazla bölümü listesine almamalıdır.' uyarısında bulunan Kahraman, öğrencilerin belirlediği 3 veya 4 bölümü sıralamasına uygun şekilde tercih listesine yerleştirmesi gerektiğini ve 24 tercihin hepsini doldurmanın tüm adaylar için daha sağlıklı olacağını kaydetti.

- İstenmeyen bölüm yazılmamalı

Kahraman, tercih yaparken en çok yapılan hatalar arasında istenmeyen bölüm veya üniversitelerin listeye alınması olduğunu kaydederek, ''Son sıralara yazarım, zaten gelmez' şeklinde bir düşünceyle tercih yapılmamalıdır. İstemedikleri programın gelme ihtimali her zaman vardır. Aday öğrenci, yerleşme gerçekleştikten sonra programa kaydını yaptırmadığı taktirde önümüzdeki yıl OBP'sinin (Ortaöğretim Başarı Puanı) yarı oranda düşeceğini göz önünde bulundurmalıdır.' uyarısında bulundu.

Okul birincileri için ayrılan kontenjanın mutlaka iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Kahraman, 'Orta öğretimden okul birincisi olarak mezun olan öğrenciler, bu avantajı iyi kullanmalıdır. Ancak okul birinciliği kontenjanının sadece lise son sınıf öğrencileri için geçerli olduğu unutulmamalıdır.' ifadelerini kullandı.

Kahraman, adayın geleceğinin belirlenmesinde doğru meslek seçiminin çok önemli olduğuna dikkati çekerek, tercih listesine yazılması düşünülen bölümlerin, adayın ilgi ve yeteneğine uygunluğunun mutlaka dikkate alınması gerektiğini aktardı.

Tilkiler Mahallesi’ne 8 Derslikli Yeni İlkokul Kazandırılıyor
Tilkiler Mahallesi’ne 8 Derslikli Yeni İlkokul Kazandırılıyor
İçeriği Görüntüle

Tercih listesi hazırlanırken bir uzmandan mutlaka destek alınması gerektiğini dile getiren Kahraman, 'Bu süreçte okullardaki rehber öğretmenlerden veya eğitim kurumlarındaki uzman kariyer danışmanlarından destek alınabilir. En sağlıklı tercih listesi, profesyonel bir danışman eşliğinde adayların kendi kararlarıyla oluşturduğu tercih listesidir.' değerlendirmelerinde bulundu.

- YÖK Atlas verileri iyi incelenmeli

Tercih listesi hazırlanırken YÖK Atlas verilerinin mutlaka incelenmesi ve dikkate alınmasının önemli olduğunu vurgulayan Kahraman, şunları kaydetti:

'Aday öğrencilerin tercih listesindeki sıralama, öncelik olarak başarı sıralamasına göre değil, istek sırasına göre olmalıdır. Tercih listesi hazırlanırken, aday öğrenciyi mutsuz edecek bir bölüm ya da üniversitenin listede olmamasına dikkat edilmelidir. Tercih listesi, en çok istenilen bölüm/üniversiteden en az istenilen bölüm/üniversiteye doğru olacak şekilde sıralanmalıdır. Yerleşildiği takdirde adayı mutsuz edecek hiçbir bölüm/üniversite tercih listesinde bulunmamalıdır. Adaylar, yapabileceklerine inandıkları ve yapmaktan zevk aldıkları işlerin mesleğine yönelmelidir.'

Kahraman, tercih döneminde adayların üniversite kampüslerini ziyaret ederek, akademisyen ve öğrencilerle yüz yüze görüşerek sosyal, mesleki ve insani özelliklerinin gelişip dönüşeceği üniversiteyi yakından görüp tanıyabileceğini belirtti.

Tercih döneminin öğrenciler kadar veliler için de oldukça önemli ve stresli geçen bir dönem olduğunu ifade eden Kahraman, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Bu dönemde velilerin sakin kalması ve bu sakinliği aday öğrenciye yansıtması gerekmektedir. Veliler, ailenin sosyoekonomik durumunu, aday öğrencinin hayallerini, ideallerini ve kabiliyetlerini, ülkemizin ve dünyanın geleceğe yönelik adımlarını göz önünde bulundurarak gençlerin doğru tercih yapmasına katkıda bulunmalıdır. Tercih süreciyle ilgili her fikir, ortak bir zeminde konuşulmalı ve iletişim yolları sürekli açık olmalıdır.'