Ak Parti ile uğraşırken CHP’yi unuttuk

OSMAN TOLUKESER

Aslında kendi ağzımızla bize yıllarca Atam izindeyiz dedirttiler. Ama bu izindeyiz kelimesi Atatürk’ün yolunda gittiğimiz anlamına gelmiyordu. Çünkü biz Atatürkçüler önce Sayın Baykal sonra da Sayın Kılıçdaroğlu tarafından bildiğin izine çıkarılmıştık.

Ama artık o izin bitti.

Gelelim konumuza.

Öncelikle İstanbul kongresini iptal eden yargı CHP’nin 38. Olağan kurultayını da iptal eder. Çünkü mahkeme sadece CHP İl Başkanı Özgür Çelik’i görevden almakla kalmadı 38. kurultayda oy kullanan 196 delegeyi de görevden aldı. Bu da demek oluyor ki görevden alınan 196 delegenin kullandığı oyun da bir hükmü yok. Bu da İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi gibi Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi de CHP 38. Kurultay’ını iptal edeceği anlamına gelir.

Hatırlarsanız bundan 2 ay önce mahkemenin şaibeli kurultay adı altında açtığı davayı 08 Eylül e ertelemesi için verilen bu sürenin CHP içindeki Atatürksüzlerin temizlenmesi için olduğuna vurgu yapmış ve mahkemenin bu işi Sayın Özgür Özel’in elini sıcak sudan soğuk suya sokmadan yapacağına vurgu yapmıştım.

Yine bir köşe yazımda Sayın İmamoğlu’nun CHP Genel Başkanlık yarışında Sayın Özel’i desteklemesindeki amacın 31 Mart seçimlerinde başarılı olamayacağını düşündüğü için olduğuna dikkat çekmiştim. Lakin Sayın Özel’in liderliğindeki CHP Türkiye de tulum çıkarınca hem Sayın İmamoğlu’nun hem de Sayın Murat Karayalçın’ın hayalleri suya düşmüş oldu. Daha açık yazmam gerekirse. CHP, MHP’nin neredeyse elindeki bütün kalelerini ele geçirmişti. Mesela, Kastamonu, Kütahya, Uşak, Afyon ve heleki Bursa da MHP seçmeninin Ak parti adayını desteklemediğini söylersem ne demek istediğim daha kolay anlaşılacaktır.

Bir taşla iki kuş değil onlarca kuş vuruluyor.

Sayın Özgür Özel’in İzmir Mitinginde ortaya çıkan Sayın Hikmet Çetin ile ilgili ortaya attığım iddiayı ve son zamanlarda Sayın Bahçeli ve Sayın Çetin arasındaki yakınlaşmayı da ilave edersek CHP’yi Atatürk’ün çizgisine ve CHP’yi kimlerin dizayn ettiğini söylememe gerek yok diye düşünüyorum.

Ve atılan ilk taş önce Sayın İmamoğlu’nu, ikincisi Sayın İmamoğlu’nun İstanbul’da kendisinin belirlediği belediye başkanlarını, üçüncüsü Sayın İmamoğlu tarafında saf tutan ve İmamoğlu’nun İl Başkanı olan Sayın Özgür Çelik’i, dördüncü ve son taşta Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibine çarptı.

Daha da açık yazmam gerekirse. Sayın Gürsel Tekin CHP İstanbul İl Başkanlığına mahkeme tarafından kayyum olarak atanınca CHP’liler tarafından istenmeyen adam haline geldi. Şimdi konuşulan diğer konu ise CHP’nin 38. Kurultayı iptal edilirse Sayın Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olacağı idi. Peki milyonlarca CHP’linin tepkisini alan ve istenmeyen adam haline gelen Tekin ve Kılıçdaroğlu harcanmak için öne sürülmüş olamaz mıydı?

Ve yine iddia ediyorum. CHP’ye yapılan bu operasyonlarla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hiç bir alakası yok! Konu tümüyle Atatürksüzler tarafından kuşatılan CHP’nin tekrar Atatürkçülere teslim edilmesiyle alakalı bir durumdu. Eğer bunun aksi olsaydı 23 yıldır CHP’nin başında bulunan Atatürksüz Genel Başkanları ve onların ekipleri sayesinde Başbakan ve Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Erdoğan kendi ayağına sıkıp CHP’nin içindeki Atatürksüzleri temizlemeye kalkmazdı.

Gelelim Sayın Özel’e. Şahsen kendisini düne kadar 23 nisanda CHP genel başkanlığı koltuğuna oturtulan çocuk misali düşünüyordum. Bu fikrim Sayın Kılıçdaroğlu’nun gel bakalım Muharrem diyerek pasifize ettiği ve baba ocağından kopardığı Sayın İnce’ye sahip çıkıp “baba ocağına dön” dediği gün değişti.

Kalın sağlıcakla....