Diplomacı ayağınıza geldi
OSMAN TOLUKESER
Hanımların, beylerin dikkatine…
Devlet ve özel üniversite onaylı “Tıp, Eczacılık, Mühendislik, Hukuk, Mimar, Ekonomist (bilhassa ben ekonomistim)” demek isteyenlere diploma verilir.
Doçent veya profesör mü olmak istiyorsunuz.
Çivisi çıkan, terazisi şaşan Adalet Bakanlığına hakim ve savcı mı olmak istiyorsunuz.
Devletin kurum ve kuruluşlarına diplomanız olmadığı için giremiyor musunuz?
Hiç üzülmeyin! Üniversiteye kadar yorulmanıza, yolunu aşındırmanıza hiç gerek yok!
Diplomanız 30 dakikada hazırlanır, hemen teslim edilir.
Hani hep diyorum ya, ön teker nereden giderse arka teker de onu takip eder diye. Bana liderini söyle sana ülkeyi beraber yönettiği arkadaşlarının kim olduğunu söyleyeyim misaliydi durum.
Kaldı ki ortada henüz diplomasını göremediğimiz bir lider varken. Haliyle liderin yanında barındırdığı kişilerin yani (bazı) arka tekerleklerin diplomasız olması gayet normaldi. Zaten kişi yanında kendi gibi insanları barındırmazsa bu akıllı ve cahiller arasında ego savaşına sebebiyet verir.
Oysaki ne de güzel söylemiş Ziya Paşam. Sanki bu günleri görmüşçesine. “Ne günlere kaldık ey Gazi Hünkar, Katır mühürdar oldu eşek defterdar!” Diyerek
Ülkem tam da Ziya paşa örneğinde olduğu gibi bir durumun içindeydi. Diplomasızların, sahtekarların, üç kâğıtçıların, dolandırıcıların ve kul hakkını helal gibi yiyenlerin fink attığı bir ülkede birileri zorla mühürdar ve defterdar yapılıyordu.
Şimdi ister istemez içimden. Madem Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını sahte olduğu için iptal ettiniz. Madem haktan hukuktan ve doğrudan yanaydınız. Madem sahtekarlığa, üç kağıtçılığa taviziniz yok. O zaman cesaretiniz varsa çekin yargından elinizi, salın yargının ipini ve o tarafsız diye diye övdüğünüz yargı aynen Sayın İmamoğlu’na olduğu gibi başta Saray olmak üzere. Sonra Meclisteki 600 milletvekiline, Valilere, Kaymakamlara, Emniyet Müdürlerine, Hakimlere, Savcılara ve tüm bürokratlara diplomalarınızı masanın üstüne bırakıp bir adım geriye gidin talimatı versin.
Bence üstüne gidilmesi gereken bir diğer konu da, Eski Meclis Başkanlarından Mustafa Şentop’un yurt dışından sahibi olduğu üniversitenin hukuk fakültesinden kimlerin mezun olduğu ve bu mezunların içinden kimlerin Adalet Bakanlığında Hakim ve Savcı olarak görev yaptığının araştırılması olmalı.
Kaldı ki dünya çapında eğitim veren ama Türkiye’de denklik alamayan kaliteli üniversiteler dururken Sayın Şentop’un kuzey Makedonya’daki üniversitesi nasıl denklik alabilmişti. Ve gerçekten iddia edildiği üzere üniversitenin yolunu ve kapısının nereden açıldığını bilmeyen kimlere para karşılığı diploma verilmişti.
Gerçekten kimlere zorla liyakat yükleyip kimler devletin kurum ve kuruluşlarına mühürdar ve defterdar yapıldı merak ediyorum.
Umarım diploması gerçek olup BİM, A 101 ve ŞOK gibi marketlerde kasiyerlik yapan, motor tepesinden kuryelik yaparak geçimini sağlayan çocuklarımızı sözde taraf-(sız) yargımız ayırt ederek sahtekarları ortaya çıkarır.