Huriye Yıldız Kantaroğlu / İSTANBUL, AA
İnsan hakları uzmanı Huriye Yıldız Kantaroğlu, Gazze’de yaşanan amputasyon krizini ve bunun uluslararası hukuka aykırılığını AA Analiz için kaleme aldı.
***
İnsanlık tarihi sayısız katliam, soykırım ve insanlık dışı olaya şahit olmuştur. 21. yüzyıla gelindiğinde ise tüm bu edindiği tecrübelerle insan hakları kazanımları elde etmiş, bu kazanımları çeşitli kuruluş, belge ve sözleşmeyle garanti altına almaya çalışmıştır. Özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bu belge ve sözleşmelere taraf olmalarıyla insan haklarının evrensel normlar olması hedeflenmiştir.
7 Ekim 2023 tarihine gelindiğinde İsrail Gazze’de dünya tarihinin görmediği düzeyde bir katliama başlamış ve bu “haklar” ile ilgili büyük bir sorgulama sürecine girilmiştir. Yoksa bu haklar kağıt üzerinde midir? Ya da evrsensel mi değildir? Öyle ki, İsrail saldırının ilk dört gününde Amerikan ordusunun, Afganistan’da bir yılda kullandığı miktarda bombayı Gazze’ye atmıştır. [1] İki yıldır devam eden saldırılarda, her biri ayrı inceleme konusu olacak sayısız insan hakları ihlali yaşanmış, iki yılın sonunda 66 binden fazla kişi ölmüş, 168 binden fazla kişi yaralanmış, 4 bin 500’den fazla kişi ise uzuvlarını kaybetmiştir. Sonucu en yıkıcı olan ihlallerden biri ise yüksek amputasyon oranlarıdır.
Tüm savaşlar ölen, yaralanan ve engelli kalan kişileri beraberinde getirir. Ancak Gazze’de iki yıldır devam eden sistemli soykırımda, ampute bireylerin sayısı oldukça fazladır. Sayıları net olarak bilinmese de Gazze Sağlık Bakanlığının verilerine göre, 7 Ekim 2023’ten 2025’e kadar olan dönemde, 4 bin 500 kişi üst ve alt uzuvlarını kapsayan amputasyon geçirmiştir. Üstelik bu kişilerin büyük çoğunluğunu kadın ve çocuklar oluşturmaktadır. Özellikle yüzde 18 gibi bir oranda çocukların kitlesel olarak amputasyon geçirmesi, gelecek neslin yok edilmesi anlamına gelmektedir.
Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, “Gazze’nin dünyada kişi başına en fazla ampute çocuk sayısına sahip olduğunu ve bu çocukların birçoğunun anestezi olmadan uzuvlarının kesildiğini” [2] belirtmektedir. Sağlık hizmetine erişim imkanı olmayan bu çocuklar, psikolojik travma, kalıcı engellilik, enfeksiyon, kronik ağrı, eğitimden dışlanma gibi birçok fiziksel ve psikososyal sorun yaşamaktadır.
Yüksek amputasyon nedenleri
Gazze’de amputasyon oranlarının olağanüstü yüksek olmasının birkaç nedeni bulunmaktadır; Bunlardan ilki, sağlık sisteminin işlevsiz hale getirilmesidir. İsrail 7 Ekim’den bu yana aralarında Şifa Hastanesi, El-Ehli Baptist Hastanesi gibi hastanelerin de bulunduğu 36 hastaneyi bombalayarak, 80’den fazla sağlık merkezini vurarak ve 140’dan fazla ambulansı kullanılamaz hale getirerek, [3] sağlık sistemini kasıtlı bir biçimde felç etmiştir. Sağlık personeli ve sağlık malzemelerindeki eksiklikler nedeniyle temel tıbbi bakım dahi mümkün değildir. Bu durum basit yaralanmaların bile kangrene dönüşmesine ve amputasyon sayısının artmasına yol açmaktadır. Çoğunlukla doktorlar tıbbi zorunluluktan ziyade, tıbbi yetersizlikten ötürü uzuvları kesmek zorunda kalmaktadır.
Bir diğer önemli neden ise İsrail’in uluslararası hukuka da aykırı olan yüksek patlayıcı mühimmat ve şarapnel etkili ölümcül silahlar kullanmasıdır. Bu hasarı yüksek bombalar yumuşak doku ve kemiklerde geri dönüşü mümkün olmayan hasar bırakmaktadır. Oluşan çoklu uzuv kırıkları, derin yanıklar, enfeksiyon riski yüksek açık yaralar tam teşekküllü bir sağlık sistemi olsa dahi uzvun kurtarılmasını tıbben imkansız kılmaktadır.
Gazze’de uzun yıllardır devam eden, son iki yıldır ise şiddeti artan abluka, amputasyon sayısının artmasının nedenlerinden biridir. İlaç, protez gibi tüm tıbbi malzemelerin girişinin kısıtlanması tedaviye olanak tanımamaktadır. Bununla beraber, tedavi olasılığı yüksek olan yaralıların Gazze’den çıkışı engellenmekte, bu ise basit vakaların dahi amputasyonla sonuçlanmasına yol açmaktadır. Bu durum, ampute kişiler için protez ve fizik tedavi rehabilitasyon gibi imkanların kullanılmasının önünde önemli bir engel teşkil etmektedir.
Gazze’deki binlerce amputasyon vakası sağlık sistemini aşan bir insan hakları felaketidir. Çocukların ve kadınların sayıca fazla olması sivillerin hedef alındığının açık bir göstergesidir. Başta yaşama hakkının ihlali olmak üzere çocuk hakları, sağlık hakları, kadın hakları, engelli hakları gibi birçok insan hak ve hürriyeti çiğnenmektedir.
İnsan hakları ihlalleri
Yaşanan amputasyon vakaları beden bütünlüğüne verdiği zarar sebebiyle, öncelikle yaşam hakkının ihlali olarak değerlendirilmelidir. Yaşama hakkı ‘kişinin biyopsişik yani bedensel ve ruhsal bütünlüğünün dokunulmaz olması’ olarak tanımlanır. Bu hakkın ihlali için ölüm şart değil; işkence, yaralama ve her türlü insanlık dışı muamele de yaşam hakkının ihlali sayılmaktadır. Yani insanın yaşama hakkı bedensel varlığını sürdürebildiği sürece korunmuştur. Yalnız “hayatta kalmak” gibi dar bir kapsamda değerlendirilemez. Binlerce insanın engelli bırakılması, tedavi hakkına ulaşamaması, doğrudan yaşam hakkının ihlalidir.
Gazze’de kesin olmayan verilere göre katledilen sivillerin yüzde 40 ila yüzde 45’i, ampute bireylerin ise yüzde 18’i çocuklardan oluşmaktadır. Bu rakamlar şüphesiz uluslararası çocuk hakları ihlalinin açık bir göstergesidir. En savunmasız grup sayılan çocukların, beslenme, barınma, eğitim gibi yaşamsal ihtiyaçlarının garanti altına alınması gerekir oysa Gazze'de çocuklar kitlesel olarak öldürülmüş ve sakat bırakılmışlardır. Çocuk amputelerin tedavi süreçleri yetişkinlerden farklı seyretmekte, büyümeye bağlı olarak rehabilitasyon ve protez gereksinimi zamanla artmaktadır. Mevcut şartlar onlar için yaşamı daha zor kılmaktadır.
Amputasyon vakalarının yüksekliği, şüphesiz sağlık hakkı ihlalinin de bir göstergesidir. Kasıtlı olarak sağlık altyapısının çökertilmesi, hastanelerin kullanılamaz hale getirilmesi, ilaç stoklarının yok edilmesi, bu hakkın yapısal olarak ortadan kaldırılması demektir. Cerrahi ve anestezi yetersizliği, anestezisiz yapılan ameliyatlar, protez eksikliği, fizik tedavi ve psikolojik destek gibi imkanların olmaması, özetle; tedavi edilme olanağının bulunmaması, durumu daha vahim bir hale sokmaktadır.
Sonuç olarak, Gazze’de uzun yıllardır devam eden abluka, ambargo ve İsrail saldırıları 7 Ekim 2023’ten itibaren daha vahim bir hal almış, uluslararası hukuka aykırı sayısız suç işlenmiştir. Uluslararası mekanizmaların herhangi bir yaptırımda bulunmaması suçun şiddetinin ve devamının önemli bir nedenidir. Zira insanlık tarihi boyunca işkence, soykırım ve tüm sistematik insan hakları ihlalleri sessiz/seyirci kalanlarla büyümüştür.
Gazze’deki amputasyon oranları aynı zamanda bir soykırım verisidir. Kadın ve çocukların sayıca fazla olması sivillerin hedef alındığının önemli bir göstergesidir. Saldırıların sona ermesi ablukanın kalkması gibi bir durumda dahi amputasyona uğramış kişiler ve yakınları için psikolojik ve toplumsal etkiler devam edecektir. İnsan hakları, telafi edici yöntemlerden ziyade koruyucu önlemlerdir. Gazze’de kalıcı engellilikle hayatları boyunca mücadele edecek kişiler için telafi edici bir yöntemden bahsetmek ise mümkün değildir.
[1] Kanıt, AA Kitap, 2023, s7
[2] https://www.aa.com.tr/tr/dunya/bm-ye-gore-gazze-nufusa-oranla-dunyada-en-fazla-ampute-cocuk-sayisina-sahip/3411922
[3] https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israil-7-ekim-2023ten-bu-yana-gazze-seridinde-36-hastaneyi-bombaladi/3537002
[HURİYE YILDIZ KANTAROĞLU, insan hakları uzmanıdır.]
*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.