Bu nasıl adalettir, hukuktur, vicdandır!
Gökhan ÜNLÜ
Önceki gece Mevlid Kandilini idrak ettik, kutladık. İslâm peygamberi Hz. Muhammed'in doğum gecesi ve aynı zamanda hicri Rebiülevvel ayının on ikinci gecesiydi.
Gecede camilerde ve ekran başında Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve selem) Hz. Muhammed Efendimizin ahlakından, aile, komşu ilişkilerinden tutun Cahiliye dönemine kadar bahsedildi.
Birçok Müslüman kardeşimizin kalpleri nur ile aydınlanırken gözyaşları okyanus misali dolup taştı.
Haz aldık bereketlendik, İslâm dininin güzelliklerini yaşadık elhamdülillah.
İslâm toplumu fertleri olarak bizler bu güzelliği yaşarken diğer taraftan son zamanlarda kamuoyunun takip ettiği, ülkemizi yasa boğan kız çocuklarımız Narin’in Diyarbakır’da cinayete kurban gitmesi, Tekirdağ’da cinsel istismara üvey babası tarafından maruz kalan 2 yaşındaki Sıla’nın acı dolu haberleri ile yıkıldık.
Demokrasinin, laiklik anlayışının, medeniyetin, teknolojinin ilerlediği bu çağda maalesef İslâm anlayışı ve sentezi bir adım öteye gitmemektedir.
Medeni olarak nitelendirdiğimiz toplumlarda kadınlarımız, kız çocuklarımız cahiliye döneminden daha kötü bir dönem döngüsünde kara topraklara gömülmektedir.
Toplumdaki bireylerden İslâm şuuru olmayan, acımasız, ahlâksız, kansız, nefsi şeytanlaşmış, adi, karaktersiz, ırz ve namus düşmanları gün geçtikçe sayı olarak artmakta ve gözlerini savunmasız narin çiçeklerimize dikmektedir.
Kanun ve adalet anlayışımız, yaşadığımız topluma gereğinden fazla özgürlük sundukça, toplumda suç oranları artacak kadın ve çocuk cinayetleri ile ırza geçme olayları devam edecektir.
Yüzyıllar önce Hammurabi kanunlarının yani “Kıstasa Kıstas cezası”; İslâm dünyasının idam kanunu hatta gelişmiş çağ atlamış medeniyetler diye övgü ile yaklaştığımız ülkelerin idam cezaları ve kanunları savunmasız insanların yanında yer alıyorken İslâm ve Müslümanlığın ön planda olduğu ülkemizde neden uygulanmıyor.
Bu nasıl adalettir! Bu nasıl hukuktur! Bu nasıl vicdandır…
Adaleti burada istiyoruz…
İdam cezasını burada istiyoruz…
Hz. Muhammed, Hz Ebubekir, Hz. Ali, Hz. Ömer’in adaletini yaşamak istiyoruz.
Cinayet, tecavüz, kadın-çocuk istismarcılarında İslâm adaletinin uygulanmasını istiyoruz.
Kısacası idam, idam diye haykırıyoruz.
Bu haysiyetsiz embesil kafaların iple sallanmasını, idam cezasının gelmesiyle görmek istiyoruz.
Yazımı rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun belirttiği şu sözlerle bitirmek istiyorum:
“Kıstasta hayat vardır. Ne kadar ceza ne kadar suç o kadar ceza… Bu tipler için idam getirilecektir.”
Gökhan ÜNLÜ