Kahramanmaraş’ta İş Bankası civarında ki esnaflar rezerv alanın içerisinde kalan dükkânlarını 15 gün içerisinde boşaltılmasına tepki gösterdiler. 6 Şubat 2023 yılında yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerde şehrin birçok önemli noktalarında yıkımlar gerçekleşti ya da binalar ağır hasar almıştı.
Esnaf adına basın açıklaması yapan bölge esnafından Muzaffer Taşçı (İşbilir), şunları kaydetti.
“6 Şubat depremi, hepimizi de maddi manevi yaralar açtı. Acılarımız hala taze iken, şehrin yeniden ihya ve inşası, insanların yaşam şartlarının iyileştirilmesi bizleri yönetenlerce ifade edilirken, kuşkusuz depremde ciddi yıkımlar yaşadık.
Hatıralarımızı, birikimlerimizi, hayallerimizi enkaza teslim ettik. En acısı, en unutulmazı, canlarımızı, yakınlarımızı kaybettik.
Deprem şehitlerimize rahmet diliyorum.
Biz ayakta durmaya, yaşamaya çalışırken, depremin acısını unutma çabası içindeyken bir yıkım daha yaşadık. Geçen hafta sonlarında, bize bakanlık yetkilileri tarafından yazılı ve sözlü tebligatlar yapıldı.
Neymiş, rezerv alanı çerçevesinde, İş Bankası ile Semerciler Çarşısı arasındaki yaklaşık 10 kadar dükkân, yani esnaf arkadaşlarımızın ekmek kapısı yıkılacakmış.
Bizler de, bu şehrin evladı olarak şehrimizin yeniden ihya ve inşasını ebette isteriz. Yapılacaklara karşı değiliz. Kanunlara, devletimize tabi ki saygılıyız.
Ancak…
Yangından mal kurtarır gibi, bize verilen 15 günlük süre neyin nesi?
Bu çarşı, bu esnaf topluluğu, şehrin hafızası, kokusu, rengi, dokusu, geleneği. Bu ani ve anlaşılmaz kararla rengimizi, dokumuzu ve hafızamızı silme niyeti, bize ikinci yıkımı hatırlattı.
Bu bölgede 100’e yakın insan çalışıyor, ekmek yiyor.
Yıkıldık diyelim, bu kadar insan ne yapacak, nereye gidecek. Sanki gidilecek, ha deyince bulunacak yer mi kaldı. Madem yıkacaksınız, madem bu çarşıyı, bu geleneği yok edeceksiniz, keşke süreyi 15 gün değil de, 4-5 ay sonraya alsaydınız.
Biz de kendimize yeni bir yol haritası belirlerdik. 15 günlük serede bir barakayı, bir küçük odayı bile taşıyamazsınız. Nereye gideriz, nerede kalırız, nerede yaşamımızı sürdürür, ekmeğimizi nereden kazanırız.
Bizler vergi mükellefi insanlarız. Devlet bizim vergilerimizle ayakta kalırken, dururken, bize kalacak yer, ekmek teknesi haztırlamadan, ‘Gelin sizi şuraya yerleştirelim, burada ekmeğinizi kazanın’ demeden kapının önüne koyar gibi yıkmak neyin nesi?
İşyerlerimizde milyonuk malzemeler var. Bunların çoğu çöpe gidecek, enkaz altında kalacak.
Zaten zar-zor ayakta duruyoruz, bir darbe de siz vurmayın.
Sonra…
Yukarıda da söyledik, bu çarşı şehrin hafızası rengi, dokusu ve kokusu. Geleneği yani. Siz bu geleneği yok ediyorsunuz.
Şimdi turizm mevsimi. Yerli ve turistler geldiğinde önce buralara uğrar, alış-veriş yapar, şehre ekonomik girdi sağlarken, gelenleri yıkılmış bulunan çarşılara mı yönlendireceksiniz?
Bizi mağdur etmeyin, yeni bir mağduriyet yaratmayın!
Bu çarşı, şehrin bütün renklerini, geleneklerini üzerinde toplayan ahi evran topluluğu iken, verilen 15 günlük sürenin sonbahara kadar uzatılmasını yetkililerimizden istirham ediyoruz.”
