Gazze’de sonuç nereye varır?

Abdullah Şanlıdağ

İletişim: [email protected]

İsrailoğullarının lanetlenmiş bir kavim oldukları gerçeğini göz ardı etmeden, Filistin-İsrail arasında bir barış ihtimalinden söz edebilir miyiz?

Ya da şöyle soralım:

Tarafları sükûnet ve istikrara buluşturabilecek iki devletli bir çözüm mümkün mü? Bunlar olmazsa, tıpkı Suriye’deki iç savaş gibi bugün İsrail ile Filistin arasındaki savaşı da kanıksayarak alışmak zorunda mı kalacağız? Coğrafya kaderdir ama kimler için? Acaba bölgede yeniden kalıcı bir barış sağlanamaz mı?

İsrail, İsrail’den ibaret olsa ve Siyonistlerin Arzı Mev’ud hayalleri olmasa, Filistin’de barış ve istikrar mümkün. Uluslararası kamuoyunda istikrarın tesisi için diplomasi önemlidir. Görünen o ki, Filistin’de diplomatik mücadele de sonuç vermedi. Diplomasi çözüm vermezse, uzun soluklu savaş kaçınılmaz olur. Yine de şiddet döngüsünü kesin olarak sona erdirmenin tek yolu, iki devletli demokratik kalıcı çözümdür.

Şurası bir gerçektir. Filistin meselesi çözülmeden gerçek bir bölgesel barışın sağlanması beyhudedir. Bizde nasıl ki “çözüm süreci” baltalandıysa, İsrail-Filistin sorununa çözüm aranan Oslo süreci de başarısızlıkla sonuçlandı. Filistin kaynaklı şiddet ve terör tetiklenmedi ama İsrail menşeli Siyonist işgal, abluka ve katliam sürekli devam etti. Bölgeye elini uzatan tek ülke Türkiye oldu.

Joe Biden yönetimi 7 Ekim’e kadar bu meseleyi geri planda tuttu ve bitaraf gözüktü. Ortadoğu barış sürecine yönelik Avrupa Birliği’nin de attığı samimi bir adım yok. Bugün Almanya İsrail’in safında yer alıyor. Aslında Arap ülkelerinin ve Türkiye’nin İsrail ile resmî diplomatik ilişkiler kurması ve aralarındaki ekonomik işbirliği İsrail’i şımartıyor. Türkiye ve Arap dünyası bile artık Filistinlileri umursamıyorsa, biz neden umursayalım ki?” diye düşünüyor olabilirler mi? Şu anda yaşanan siyasi çıkmaz ve soykırım derecesine varan katliamlarla İsrail, adım adım Arzı Mev’ud projesini hayata hakim kılmak için ilerliyor. Nil’den Fırat’a kadar uzanan bölgede Büyük İsrail devletini kurmayı planlayan İsrail’e, başta ABD olmak üzere Avrupa Birliği ve Batı dünyası da destek veriyor.

Siyonist devletin işgal ettiği topraklar Filistin’e aittir. Yahudi’nin zulmü, sadece işgal ve abluka ile sınırlı değil. Çoluk çocuk demeden katliam yapması, en büyük insan hakkı ihlalidir. İsrail resmen bölgede savaş suçu işliyor. Hal böyleyken Hamas’ı suçlamak ve İsrail’i masum göstermek, çözüme katkı sağlamaz. Yahudi yerleşimcilerin mevcut İsrail hükümetine dahil olarak Filistin topraklarında savaşı tetiklemesini görmezden gelemeyiz. O topraklar Filistin’e aittir.

 İşgalci Yahudilerin nüfusunun 700 bin olduğu söyleniyor. Bunları buraya konuşlandıran güç, sizce silahsız bırakmış olabilir mi? Bu işgalci Siyonist kefereler her gün Filistinlileri katlediyor. Siyonist Yahudilerin tek bir amaçları var, o da şudur: Arzı Mev’ud (vaad edilen topraklar üzerinde büyük İsrail devleti kurmak) ve Süleyman Mabedi’ni yeniden inşa edebilmek için Kubbe-tüs Sahra’yı ve Mescid-i Aksa’yı yıkmayı hayal ediyor.

Anlaşılan İsrail devleti, nehir ile deniz arasındaki tüm topraklara hükmetmek istiyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “Savaştayız ve biz kazanacağız” söylemi, iki devletli çözümün asla gerçekleşmeyeceğinin işaretidir. İsrail 1967 sınırlarına çekilmeyeceği gibi, vaat edilen topraklarda Büyük İsrail Devletini kurmadan asla durmaz.

Diğer taraftan Amerika ise Kuzey Irak’tan Akdeniz’e kadar uzanan koridorda Kürt tabanlı bir terör devleti kurmanın mücadelesini veriyor. Türkiye’nin güney sınırı ile Suriye’nin kuzeyi terör tehdidi altında. Tüm bu sebeplerden dolayı Türkiye,  hem İsrail’in kuracağı Büyük İsrail Devletine ve hem de Amerika’nın inşa edeceği terör devletine mani olmak durumundadır.

Bendeniz Filistin-,İsrail Savaşı’nın öngörülebilir bir gelecekte çözüleceğine dair hiçbir emare görmüyorum. Netanyahu gibi haydut idarecilere bir yere varılmaz. Önümüzdeki yıllarda AB’nin dağılacağı dillendiriliyor. Yeni Dünya Düzensizliğinin hâlâ iki aktörü ABD ve Çin. Ticaret için Çin iyi bir ortak. Uluslararası toplum “güvenli işbirliği” dendiğinde yine de ABD’yi tercih ediyor. Nedendir bilinmez, insanlar Çin blokunun yerine Amerikan blokunu tercih ediyor. En güvenilir liman olarak “yumuşak güç” Avrupa görülüyor. Çok kutuplu bir dünyada ayakta kalmak ve sömürülmeden yaşamak, oldukça zor. Enerji koridorunun patronu Rusya, ticaretin söz sahibi ise Çin’dir.

İki blokta da demokrasi ile otokrasi birlikte yürüyor.

Türkiye, diplomasi kartıyla iki blokla da iyi geçinmeye çalışıyor. Ne hazindir ki, iki blok da İsrail’den yana. Buradan Gazze’ye bir çözüm yolu gider mi?

https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/abdullah-sanlidag/gazzede-sonuc-nereye-varir-43883.html

Editör: Haber Merkezi