Köşe yazarlığında neredeyse 35 yıla merdiven dayadım. Yazıma başlık yaptığım suali, bir Müslüman olarak her zaman kendime sorup durdum.
İslam dünyası kavramı, coğrafi ve kültürel sınırları aşan bir topluluğun adıdır. Ancak günümüzde bu kavram sadece dini bir aidiyeti değil, aynı zamanda siyasi, sosyolojik ve jeopolitik krizleri de çağrıştırır hale gelmiştir. Bir yanda Batı merkezli uluslararası sistemde marjinalize edilen bir topluluk kimliği, diğer yanda ise kendi iç dinamikleriyle barışık olamayan, sürekli çatışma ve istikrarsızlık içinde olan bir coğrafya söz konusudur. Bu makale, “Gerçekten İslam dünyası var mı?” sorusundan hareketle İslam ülkelerinin yapısal problemlerini, Ortadoğu’daki istikrarsızlığın nedenlerini ve bu dünya için bir gelecek perspektifinin olup olmadığını tartışmayı amaçlamaktadır. Türkiye, bu gelecek perspektifinin neresinde duruyor?