Kurt sürüye dalmayı kafasına koyduysa, çobanı hesaba katmaz!
Peki, çoban sürüde zayiata neden olmamak için kurtu bir kenara bırakın da, köyün köpeklerini hesaba katmalı mı?
Bence katmalı. Köy köpeksizi olmuyor çünkü. Dikkat ve tehenni gerekiyor"
Bu başlığı, bir dizideki replikten arakladım!
Başlıkta, kararlılık, duyarlılık, inatlaşma, her şeyi göze alıp sefere çıkma, artçılara, dış güçlere, müptezellere ve imalat hatalılarına rağmen bildiğin yolda yürümek anlatılmak isteniyor.
Yola çıktıysanız, yol arkadaşlarınızı iyi seçeceksiniz ki sizi yarı yolda bırakmasınlar! Sizi aç ve perişan etmesinler, sizi size güvenenlere karşı mahcup düşürmesinler, ayaklarınıza prangalar vurup demir hücrelere mahkum etmesinler, sizi doğru bildiğiniz yoldan ayırmasınlar!
Daha neler neler! Bilmem neler!
*
İyi hatırlayın, geçenlerde bir hikâye anlatmıştım. İyi niyetli insanların karşılaştığı, karşılaşacağı güçlükleri, eziyetleri, yoluna döşenen mayınları hatırlatırcasına…
Kaplumbağaya sormuşlar, ‘Karşı köye kaç günde varırsın!’ kaplumbağa, bir karşı köye, bir de adamlara bakmış, ‘Yağmuru, rüzgârı hesap edersem 3 günde varırım, ama siz buna gelin 6 gün deyin!’ cevabını vermiş. Yol uzun, yol meşakkatli, yol eğri-büğrü, yol dere içinden geçiyor.
Köyün sakinleri 6 gün sonunda karşı mahalleye varmışlar, bakmışlar ki kaplumbağa ortalıkta yok. Gidip yola bakmışlar, kaplumbağa daha yolun yarısında.
‘Hayırdır, ne oldu, 3 gün dedin, 6 dedin, gelemedin, neden?’ diye sorduklarında kaplumbağa şu cevabı vermiş; ‘Yağmuru, rüzgârı hesap ettim de, köyün köpeklerini hesap edemedim. Her gördüğü yerde ters çevirdiler, ondan geciktim!’
*
Siz de yola çıkarken, tabi ki rüzgârı, yağmuru, çamuru, karı, sıcakları hesap edeceksiniz. Bunu yaparken de köyün köpeklerini, havlamalarını, ısırmalarını, sizi ters çevireceklerini tabi ki hesaba katacaksınız.
Belediye başkanlarının mazeret üretme şansları, lüksleri yok. Koltuğa talip olduklarında belediyelerin mali ve idari yapısını, şehrin genel konumunu biliyorlardı. Borçlarını, bekleyen hizmetleri, vatandaşın talep ve ihtiyaçlarını bilmemeleri mümkün değilken, talip oldular, seçildiler, koltuğa oturdular.
Ama o koltuk hakiki deriden de olsa, iğneli, dikenli, o makam, o ‘başkan’ etiketi ateşten gömlek.
Belediyeler ağlama duvarı değil.
*
Siz de hizmet için yola çıktıysanız, niyetiniz halis ise, ki öyledir; insanlara yaşanabilir bir ortam vermeyi, insanların yaşamını kolaylaştırmayı, bölgenizde huzuru ve güveni tesis etmek ise niyetiniz, köyün köpeklerini hesaba katsanız ne yazar, katmasanız Gönül Yazar!
Havlasın dursunlar!
https://www.maraskimlik.com