GÖKHAN ÜNLÜ

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 30 Kasım 2024 cumartesi günü Kahramanmaraş ilimizi onurlandıracak. Reis-i Cumhurumuz 6 Şubat depreminin kanadı kırık şehri Kahramanmaraş’ta yerinde incelemelerde bulunup; eksikleri, noksanlıkları yerinde inceleyecek inşallah.

Cumhurbaşkanımızın hizmet hususunda hiç kimseye hiçbir kamu ve kuruluşuna esneklik konusunda en ufak taviz vermeyeceğinden hiç şüphemiz yok! Lakin yönetici kadroları, 3 gün önceden her zaman olduğu gibi kendi gardlarını aldılar.

Kahramanmaraş Havaalanından başlayarak refüjlerdeki parke taşlarını, gözlere aydınlık, yüreklere mutluluk serpecek mavi ve beyaz renklere boyadılar. Çiçekler, bitkiler, ağaçlar bayraklarla süslediler.

Ahhh Reis-i Cumhur, bir süpriz yapsan da Gaziantep Havaalanında uçaktan insen, karayolunu kullanarak gelsen ne iyi olurdu, ne güzel olurdu?

Bende seni yolda karşılasam, yalan dolan dünyadan, memleketin vekillerinden, hiyerarşik yapısından, eniğinden, cücüğünden bahsetsem olmaz mıydı?

Yolculuğumuz esnasında bir acı kahve içsek, sizinle uzun uzadıya bir sohbet etseydik. Olmaz mı? Neden olmasın ki?

Uzun lafın kısası Sayın Cumhurbaşkanım; bizler ağzı olmayan, dili olmayan kuşlar misali kanatlarımızı açıp uçarız! Gökyüzünde süzülmeye, ayağımız toprağa bastığında ise püsüğe, kurda, kuşa yem olmamak için çekirge misali hoplar zıprarız!

Sesimizi duyan var mı?

Derdimiz çilemiz çok. Bu şehri dinleyen vekil kalmadı. Sayın Reis-i Cumhurumuz hani diyorum ki; esnafı bir dinleseniz, sanayimizi, emekçilerimizi bir dinleseniz, çarşıda pazarda mesire alanlarında okullarda yurtlarda sokaklarda bir dolaşsanız; vatandaşı dinleseniz; bizlerin, bizim gibi memleket ve hakkın sevdalısı olmuş kalemlerin yazılarını kendilerini bir dinleseniz bu adil olmayan düzen adil bir hal alır mı acaba?

Bizim milletimiz asırlardır aç kalsa; “açım” demez, yokluk çekse “yokluk çekiyorum” demez, yarasını derdini söylemez ki! Ne İstanbul fethedilir iken ne de kurtuluş savaşımızda bu millet kaderine boyun eğmedi mi?

Evet ben yazımda diyorum ki “Gökhan Ünlü, belki sesin duyulur veyahut sizin göremeyeceğiniz işitemeyeceğiniz bir yazı olur.” Fakat küçük gibi görünen yüreği, Aslan parçası olan köşemden okyanus misali, yazımdan feyz alacak birçok kişi vasıtasıyla ulaşmak mümkün olabilir. Gayretle sabırla bekleyerek köşemizden size seslenerek!

Reisi Cumhur her zaman gelsin gelsin! Gelsin ki çalışmayan hücreler dokular organlar çalışsın diyorum.

Memlekette işlemeyen omurgası bükülmüş fosil artığı gibi görünen sanayimiz tekrar şahlansın esnafımızın yer mekan sorunu çözülsün acımasız insafsız kira soygunları bitsin halen konteynerlerde yaşamak zorunda kalan Kİ siler ve öğrencilerin dertlerine ilaç yaralarına merhem olunsun diyorum.

Kemer alayları süsler püsler bitsin amaç ve gaye için çalışılsın diyorum. Milleti emekçileri kamu çalışanlarını günlerdir bir emir ile koltuklarından kalmaksızın sıcak odalardan makam araçlarından kimsecikler yönetmesin diyorum.

Bu israflara yeter deyin istiyorum. Benim gibi bu halk sizden bunları istemektedir sayın reis. Bu memleketten bir Kartal misali uçup gitmeyin diyorum.

Dumanı tütmeyen bir haneyi çamurda saplanmış bir aracı denizde karaya oturmuş bir gemiyi pusulasını kaybetmiş umudunu yitirmek üzere olan halkı yakınen dinlememizi istiyoruz acaba çok mu istedik!