TBMM’nin dünkü Genel Kurulunda, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye'de özellikle katma değerli üretim yapmak isteyen ve cari açığın azaltılmasına fayda sağlayacak yatırımlara devletin yatırım yeri tahsis ettiğini belirtti. Varank, buradaki bütün süreçlerin başvurular üzerinden şeffaf bir şekilde değerlendirildiğini vurguladı.

Bu süreçte ilgili bakanın bazı tahsisleri görmediğini, bu alanların özellikle OSB veya kısmen bedelsiz arazi tahsisi yapıldığı noktalar olduğunu ve arazinin direkt yatırım yerinde tahsis edildiğini anlatan Varank, Teşvik Belgesi alan yatırımcıların da Hazine ve Maliye Bakanlığına gittiğini ve yatırım yerinin direkt tahsis edildiğini söyledi. Varank, Silivri'de kan ürünleriyle ilgili yapılan yatırımda da hiçbir usulsüzlük ve yanlışlığın olmadığının altını çizdi.

Eğitimle ilgili yapılan eleştirilere cevap veren Bakan Mustafa Varank, "Türkiye'de okullaşma oranı 2002 yılında ilk öğretimde yüzde 92,4 iken şu anda yüzde 94,7 oldu. Orta öğretimde net okullaşma oranı yüzde 48,11 iken şu anda yüzde 85,01 oldu. Bu 4+4+4 eğitim modelinin neticesidir. Milli Eğitim Bakanlığına ayrılan bütçenin 2020 yılına göre 2021 yılında yüzde 20 arttırıldığını görüyoruz. 2002 yılında merkezi yönetim bütçesinden eğitime 11,3 milyar lira kaynak aktarılırken 2021 yılında merkezi yönetim bütçesinden 211 milyar lira kaynak aktarılacak. 2002 yılında merkezi bütçeden eğitime ayrılan kaynak yüzde 9,4 iken, 2021 yılında bu rakam yüzde 15,7'ye yükselmiş durumda." ifadelerini kullandı.

"Biz yatırımcı bulmak için canla başla savaşıyoruz"

Bakan Varank, Silivri'de bazı alanların tahsisine ilişkin bir soru üzerine, bakanlığının teşvikleri, desteklerinin, bütün yatırımcılar için açık olduğunu kaydetti. Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer bir yatırımınız varsa, çeşidine, katma değerine göre çok çeşitli destekler verebiliyoruz. Öncelikli yatırım teşviklerinden bölgesel teşviklere; yatırım yeri tahsisinden Ar-Ge desteklerine kadar çok farklı destekleri, bize başvuran, şartları taşıyan herkese veriyoruz. Sayın vekilim, siz de bana gelip başvursanız, 'Ben kan plazması üretecek tesis kuracağım. Özellikleri bunlar, bana yatırım yeri tahsisi verin' deseniz, ben size de bu destekleri vereceğim. 'Firma şundan almış, bundan almış...' o başka bir tartışma konusu. Biz yatırımcılarımız arasında ayırım yapmıyoruz. Kamu-özel işbirliği ihalelerinde 34'ten fazla firma, çok çeşitli kamu-özel işbirliği ihalelerine girmiş, bunları almış. Ama biz bu Meclis'te ne duyuyoruz: '5'li çete, 5'li şirketler...' Bu yatırımcılar arasında bu ayırımı yapmak, ülkenin enerjisini götürüyor. Biz yatırımcı bulmak için canla başla savaşıyoruz, insanları davet ediyoruz. Yabancı, yerli yatırımcı alıyoruz, şehirlere yatırımcı götürmek için uğraşıyoruz. Lütfen yatırımcılar arasında ayırım yapmayalım. Eğer işlemlerimizde kusur, yanlışlık görüyorsanız, biz şeffaf olduğumuzu iddia ediyoruz. Bunu Sayıştay raporlarında da görebilirsiniz. Eğer usulsüzlükler düşünüyorsanız, buyurun yargıya başvurun, bizi şikayet edin. Ama biz herkese eşit muamele yapıyoruz; yeter ki bu ülkede ekonomi oluşsun diye gayret gösteriyoruz. "

Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü konusu

Varank, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünün 1997 yılında aşı üretme faaliyetlerine son verdiğini, gerekli yatırımların ve Avrupa'dan sertifikasyon işlemlerinin yapılmaması üzerine 1999 yılında kapatıldığını belirtti.

Kulaktan duyma bilgilerle AK Parti'nin bu enstitüyü kapattığına yönelik iddiaların doğru olmadığına dikkati çeken Varank, "Buranın kapatılmasında kötü niyet aramamak lazım. Modern anlamda bir tesis kurulamadığı için kapatıldı. Daha sonra bir KHK ile Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü bünyesine alındı." diye konuştu.

Varank, yarın aşıyla ilgili online bir konferans düzenleyeceklerini, Türkiye'de 3 firmanın aşı üretecek konumda olduğunu ve yakında faz çalışmalarına başlayacaklarını bildirdi.

Varank, CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç'un, Cumhurbaşkanlığında ikram edilen çeşitli yemek isimlerini sayarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki harcamaları eleştirmesine cevap verdi.

Cumhurbaşkanlığının yemek menüleriyle ilgili tutarsız iddiaların yapıldığına dikkati çeken Varank, "Sayın Cumhurbaşkanımızla 2005 yılından beri fiilen siyaset yapıyorum. Ailemden daha çok Sayın Cumhurbaşkanımızla beraber olduk. Günlerce haftalarca evimize gitmeden çalıştık. Cumhurbaşkanımız bu saydıklarınızın bir kısmının adını bile bilmiyor. Yurt dışından misafir ve heyetler geliyor, resepsiyonlar oluyor, burada ikramlar oluyor. İkramlarla ilgili gazetelerdeki haberleri buraya taşımak adabımuaşerete uymaz." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanlığı bütçesine yönelik iddiaların gerçekleri yansıtmadığına işaret eden Varank, bütçenin tamamının getirilip külliyenin harcaması gibi sunulmasının yanlış olduğunu vurguladı.

Afganistan'da görev yapan Mehmetçiğe gönderilen paranın da o bütçe içerisinde yer aldığını kaydeden Mustafa Varank, "Bu parayı da mı Cumhurbaşkanımız harcıyor? Lütfen külliyedeki yemekhaneye gidip bakın, insanlar ne yiyor? Daha önce de 'altın klozet var' iddiaları gündeme geldi. Bunu diyenler külliyeye davet edildi ama kimse gelip o klozetleri kontrol etmedi. Siyaseti klozet seviyesinden yukarıya taşıyalım." ifadelerini kullandı.

Varank, Akdeniz'de Türkiye'ye ait gemiye yapılan aramayı anımsatarak "Antiemperyalizmden bahsedenler de oldu. Türkiye'de hiçbir siyasi partinin lideri bir Yunan gazetesine manşet olmamıştır. Siyasette bu zül herkese yeter." dedi.

"3 yıl içinde 50 bin çocuğumuzu yetiştirmeyi planlıyoruz"

Genel Kurulda Ensar Vakfına yönelik tartışmalara işaret eden Varank, Ensar Vakfının bizzat şikayetçi olduğunu, vakfın yöneticilerinin çocuk mağdurların davalarını üstlendiğini belirtti. Varank, "Tacizci kişi 508 yıl ceza aldı. Bunları gündeme getirdiğimizde, o çocukları, aileleri düşünüyor muyuz? Bu empatiyi kurmak lazım." dedi.

Varank, Tarım ve Orman Bakanlığının 2021 yılı bütçesinin 42 milyar lira olduğuna, 22 milyar lirasının destek programlarına ayrıldığına dikkat,i çekti. Varank, sürekli sokakta, vatandaşın içinde yer aldıklarını, halktan kopuk olmadıklarını ifade ederek, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile de bir çok yere gittiklerini söyledi.

Türkiye'ye bu dönemde yurt dışından gelen uluslararası ziyaretçilerin tamamının, kendilerine, "Sizin sağlık sisteminiz nasıl bu kadar başarılı? Kovid-19 tedavilerini nasıl ücretsiz yapabiliyorsunuz?" diye sorduğunu anlatan Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hatta heyetler gelip hastanelerimizi ziyaret ediyorlar. Uluslararası heyetlerimizden Başkent Şehir Hastanesi'ni gezdirdiğimiz kaç heyet var? Belki doktor arkadaşlarınız var, sorabilirsiniz. Biz sosyal devlet olmanın gerekliliklerini yapıyoruz. 110 milyar lira sağlık harcaması yapılıyor bu ülkede. Parası olmayan vatandaşlarımızın sağlık harcaması yapılıyor. Dünyada Kovid-19 tedavisini parasız veren başka ülke var mı bilmiyorum açıkçası. SMA hastalarımızın 3 farklı ilacı ücretsiz veriliyor, tedavileri ücretsiz veriliyor. Dünyada bu tedavi ve ilaçları bedava veren başka ülke var mı internetten araştırın."

Çocuk ve gençlerin bilim anlayışının geliştirilmesini çok önemsediklerini, bilim merkezleri açtıklarını anlatan Varank, "Bunun yanı sıra bu dönemde başlattığımız Deneyap Teknoloji Atölyeleri var. 81 ilde 100 Deneyap Teknoloji Atölyesi açacağız. 30 tanesi şu anda açıldı. Burada özellikle kabiliyeti olan gençlerimizi, geleceğin teknoloji yıldızları olarak yetiştireceğiz. 100 Deneyap Teknoloji Atölyesi'nde 3 yıl içinde 50 bin çocuğumuzu yetiştirmeyi planlıyoruz." dedi.

"Sorumlu bir siyaset göstermek gerekir"

Bazı milletvekillerin konuşmalarında, hükümetin vatandaşlara hiç yardım yapmadığı, bütün yardımları yurt dışına gönderdiği gibi bir izlenim verildiğini dile getiren Varank, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirdi.

Varank, salgının yaşandığını ve dünyanın daha önce hiç karşılaşmadığı bir musibet döneminde yabancı ülkelerle dayanışma gösterilmesinin eleştirilmesini anlamakta zorlandığını söyledi.

Türkiye'deki büyükelçilerin, parlamentodaki konuşmaları rapor edip ülkelerine gönderdiklerini vurgulayan Varank, "Burada konuştuğumuz rakamlar gerçekten çok küçük rakamlar ama uluslararası ilişkilerde bunların etkisi çok büyük. Bu ülkelerin hepsinin Birleşmiş Milletlerde (BM) birer oyu var, bizim bunlarla ticari ilişkilerimiz var, uluslararası alanda beraber hareket etmemiz gereken alanlar var. Sorumlu bir siyaset göstermek ve burada, parlamentoda yabancı ülkelerle ilgili, özellikle yardımlar konusunda konuşurken çok hassas konuşmamız gerekir." dedi.

"Her türlü yapılan işe karşı çıkılıyor"

Varank, Genel Kurul'daki görüşmelerde, "Türkiye'de işsizlikle ilgili sorun var, iş ihtiyacı var." denildiğine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Doğrudur, vatandaşlarımız iş arıyor. Ama yatırımcılarla ilgili bir hareket yaptığımızda bu sefer, 'Siz peşkeş çekiyorsunuz.' deniliyor. İnsanlar yatırım yapsın diye teşvik belgesi verdiğimizde, 'Yandaşa teşvik belgesi veriyorsunuz.' diyorsunuz. Bize başvuran herkese bu belgeleri veriyoruz. Sosyal yardımlardan bahsediyoruz, 'Verdiğiniz sosyal yardımlarla övünmeyin.' deniyor. Burada yol ihtiyaçlarından bahsediliyor, yapacağımız yollardan bahsedince, 'Parayı betona yatırıyorsunuz, müteahhide veriyorsunuz.' diyorsunuz. Tarımsal sulamayla ilgili ihtiyaçlardan bahsediliyor, baraj yaptığımızda, 'Parayı müteahhide, betona gömüyorsunuz.' deniliyor. Elektrik fiyatlarından şikayet ediliyor, biz elektrikle ilgili yatırım yapmak istediğimizde, madencilikle ilgili yatırımlardan bahsettiğimizde, 'Çevreyi mahvediyorsunuz.' deniliyor. Çıkan konuşmacılar, 'Devlet hiç vergi almasın, kimse vergi vermesin. Ama sürekli devlet birilerine maaş, para versin, kaynak aktarsın...'

Libya ve Somali'ye, ihtiyacı olan ülkelere para verilmesinde hiçbir mahzur yok. Burada verdiğimiz rakamlar 3 milyon, 5 milyon. Ama o ülkelerin uluslararası arenada, BM'de birer tane oyu var. Onlarla kurduğunuz ilişkiler, size uluslararası arenada ne katkılar sağlar, bunu düşünebilmeniz lazım. Burada her türlü yapılan işe karşı çıkılıyor; doğru ya da yanlış olduğuna bakılmıyor. Bu tavrı anlamakta zorluk çekiyorum. "

CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi'nin, "Bu bütçeyi hazırlayanlara hakkımızı helal etmiyoruz" sözlerine işaret eden Varank, milletvekilinin, kendisinde hakkı olduğunu düşünmediğini belirtti.  İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, hükümetin son 10 yıldır zor şartlarda bile olsa vatandaştan sorgusuz ve sualsiz bir şekilde vergi topladığını ileri sürdü.Hükümetin, toplanan bu vergilerin nerelere harcandığının sorgulanmasından rahatsız olunduğunu gözlemlediğini kaydeden Subaşı, bütçede çiftçiler başta olmak üzere toplumun geniş kesimine destek verilmediğini, bu nedenle de bütçenin eleştirildiğini söyledi.

CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Varank'ın, yurt dışına gönderilen yardımlarla ilgili, "Bu yardımların uluslararası ilişkilerde etkisi çok büyük. Bu ülkelerin hepsinin BM'de bir oyu var." şeklindeki sözlerini aktararak, "Bir ülkenin onuruyla oynanıyor. 'Parayı veriyoruz, BM'de oy kullandırıyoruz' diyorsunuz. Somali Büyükelçisi bunu duysa ne diyecek? Anlıyoruz ki BM'de oy kullansınlar diye bu ülkelere para veriyorsunuz." diye konuştu.

"Kabilelerle muhatap olmuyoruz"

Eleştirileri yanıtlayan Varank, "Yabancı ülkelere yapılan yardımlarla ilgili 'rüşvet karşılığı oy' ifadesi kullanıldı. Bu çok çirkin bir ifade. Kabilelerle muhatap olmuyoruz, muhatap olduğumuz bağımsız devletler ve BM'de eşit oyları var. Biz, çıkarlarımız doğrultusunda eşit ilişki kuruyoruz. Müttefiklerimize destek vermeyecek miyiz? İnsanlık yararına ihtiyacı olan ülkelere yardım ediyoruz ama ülkelerle eşit ilişkiler üzerine ilişki kuruyoruz. 'Parayı vereyim, oy versin' gibi basit bir anlayışla uluslararası ilişki yürütülür mü? İleride Tükiye'ye faydası olacak ilişkiler yürütüyoruz." ifadelerini kullandı.

Hükümetin eleştirilerden rahatsız olmadığını belirten Varank, "Burada 'haramzede, haram bütçe' gibi ifadeler kullanıldı. Biz eleştirilerden rahatsız olmuyoruz yeter ki işimizle ilgili eleştirin ve bizi doğruya yönelten sorular sorun. Ama 'haramzade' derseniz bu eleştiri değil hakarettir, bunları kabul etmiyorum." dedi.

Meclis Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, teklifin 12. maddesinin kabul edilmesinin ardından, saat 11.00'de toplanmak üzere birleşimi kapattı.

Editör: TE Bilisim