Av mı, avcı mı? Kurt mu, yoksa koyun mu?

‘Hırsız’ diye nitelendirdiğimiz sıradan birini düşünün ki; cüzdanınızı, paranızı çaldı!

Ya da değerli olan bir kaç eşyanızı.

Ya da yıllardır seçtiğimiz siyasilerden birilerini düşünün…

Hayallerimizi, geleceğimizi, çocukluğumuzu, gençliğimizi hatta gülümsememizi dahi çalan siyasi hırsızları da düşünün…

Hangisi canınızı çok yaktı?

İkisi arasında kavram ve amaç olarak çok fark yok değil mi?

Fakat sıradan insanlar, hırsızlık için bizi seçerken; siyasi ve rantçı hırsızları ise ‘biz’ seçeriz.

Siyasi hırsızlar da hissiyat yoktur, kalpler körelmiştir.

Düzenbaz, rantçı, rüşvetçi ve hainleri seçen bir halk ‘kurban’ değildir ‘suç ortağı’dır.

Önemli olan insan gibi davranmak, insan gibi yaşayıp insan kalmaktır. Başkalarının size sunduğu ödüllere kanıyorsanız bu sizin puştluğunuzu gösterir.

Bürokrasinin balçığına batmadan yürümek ar ister, ahlak ister, şeref ve haysiyet ister.

Çocukluğunuzdaki saflığınızı koruyun, adaletli ve ölçülü davranın. Temel prensip, ilkelerimizden ve doğrularınızdan vazgeçmeyin.

İnsan olarak hepimiz hata yaparız, unuturuz! İhmal ederiz, tembellik yaparız! Yanlış yola sapar, hata yaparız.

İnsanı Yaradan’dan ötürü sevin…

‘Elif’ gibi okuyup, ‘Elif’ gibi sevin...