Esnafın Çığlığı: Kırtasiye Kırtasiyede Satılmalı
AKİF ARSLAN
Yeni eğitim-öğretim yılı bugün başladı. Çocukların heyecanı başka, velilerin telaşı bambaşka… Ancak her okul sezonunda olduğu gibi bu yıl da derin bir tartışma gündeme geldi: “Kırtasiye ürünleri marketten mi, kırtasiyeden mi alınmalı?”
Kahramanmaraş Attarlar Odası Başkanı Cuma Güler bu konuda çok net bir tavır ortaya koydu: “Kırtasiye kırtasiyede satılmalı.”
Deprem sonrası ayakta kalma mücadelesi
Unutmamak gerekir ki 6 Şubat depremleri sadece evleri değil, aynı zamanda şehirlerin ekonomik dokusunu da yıktı. Kahramanmaraş’ta binlerce esnaf sermayesini kaybetti, dükkanları yıkıldı. O günlerden bugüne esnaf, ayakta kalabilmek için kelimenin tam anlamıyla mücadele veriyor.
Tam da böyle bir süreçte zincir marketlerin birkaç haftalığına kırtasiye ürünlerini raflara koyması, yerel esnaf için adeta ikinci bir darbe. Çünkü kırtasiyeci yıl boyunca bu işi yapıyor, vergi ödüyor, stok tutuyor, müşteriyle yüz yüze muhatap oluyor. Market ise sezonluk bir satışla hem haksız kazanç elde ediyor hem de esnafın elinden ekmeğini alıyor.
Çocukların sağlığı mı, ucuz ürün cazibesi mi?
Cuma Güler’in en kritik uyarılarından biri ise sağlık üzerine. Nereden geldiği belli olmayan, denetimsiz ve ucuz ithal ürünlerin çocukların eline geçmesi riski var. Daha önce kanserojen maddeler içeren ürünler defalarca gündeme geldi.
Veliler için cazip olan düşük fiyat, aslında uzun vadede sağlık sorunlarıyla çok daha ağır bir bedel olarak geri dönebilir. Burada da iş yine denetime ve bilinçli tüketime düşüyor.
Özel okulların kırtasiye satışı da sorunlu
Sadece marketler değil, özel okullar da kırtasiye paketleri satarak velileri sıkıştırıyor. Oysa veli kırtasiyeden alışveriş yaptığında hem ürününü seçme şansına sahip oluyor hem de sorun çıktığında muhatap bulabiliyor. Okulların bu alanı ticari bir fırsat gibi görmesi, esnafı da veliyi de mağdur ediyor.
Esnaf yoksa şehir de yok
Burada mesele yalnızca kırtasiye değil. Zincir marketlerin “ahtapot gibi” her alana yayılması küçük esnafı yok ediyor. Bakkalı, manavı, kasabı, kırtasiyeciyi kaybeden bir şehrin ruhu da kayboluyor. Çünkü esnaf, sadece mal satan değil; mahallenin nabzını tutan, şehir ekonomisinin damarlarını besleyen bir güçtür.
Cuma Güler’in çağrısı bu yüzden sadece kırtasiyeciler için değil, Kahramanmaraş’ın sosyal ve ekonomik geleceği için de hayati önemde.
Son söz
Kırtasiye kırtasiyede satılmalı.
Çocuklarımızın sağlığı için, esnafımızın ayakta kalabilmesi için, yerel ekonominin sürdürülebilirliği için…
Yetkililer bu sese kulak verir mi bilinmez, ama esnafın çığlığı duyulmazsa; kaybolan sadece bir dükkan değil, bir şehrin hafızası olacak.
Velilere düşen görev belli: Çocuklarınız için güvenilir, sağlıklı ve emek kokan ürünleri yerel kırtasiyelerden alın. Yetkililere düşen görev de açık: Esnafı koruyun, haksız rekabeti önleyin.
Unutmayalım…
Bir defterin sayfasına düşen her satır, aslında esnafın emeğine, şehrin geleceğine ve çocuklarımızın yarınlarına yazılıyor.