Son dönemde sosyal medyada “haber” adı altında paylaşılan içerikler, ciddi bilgi kirliliğine ve toplumsal gerilime yol açıyor.
Gerçek Habercilik Sorumluluk Gerektirir
MUTTALİP AKKUŞ
Son dönemde sosyal medyada “haber” adı altında paylaşılan içerikler, ciddi bilgi kirliliğine ve toplumsal gerilime yol açıyor.
Kimliği belirsiz kişiler ya da haber portalı izlenimi veren bazı sosyal medya hesapları, herhangi bir araştırma yapmadan, yalnızca görsellere ve kişisel yorumlara dayalı paylaşımlarla kamuoyunu yanıltıyor; bu da hem kişi haklarını hem de toplum huzurunu tehdit ediyor.
Bu tür içerikler yalnızca kamu görevlilerini değil, bölgede geçimini sağlamaya çalışan esnafı da hedef alabiliyor.
Belgeye ve somut bilgiye dayanmayan iddialar, yalnızca hukuki değil, toplumsal bir sorun haline gelmiştir.
İDDİA SINIR TANIMAZ DEĞİLDİR
Gazetecilikte iddia yer alabilir; ancak bu, keyfîlik anlamına gelmez.
Basın Kanunu, haberin belgeye, kaynağa ve taraflara cevap hakkı tanınmasına dayanması gerektiğini açıkça belirtir.
Aksi durumda içerikler, bilgilendirme değil; yönlendirme ve yanıltma amacı taşır.
Özellikle sosyal medyada yayılan içeriklerde şu üç soruya yanıt aranmalıdır:
* Bu iddia hangi belgeye dayanıyor?
* Delil kamuoyuna açık ve doğrulanabilir mi?
* İlgili kişilere savunma hakkı tanındı mı?
Bu sorulara verilecek net bir cevap yoksa, ortada haber değil, dezenformasyon vardır.
HABERCİLİĞİN ÖLÇÜSÜ NETTİR
Basın Kanunu ve Dezenformasyonla Mücadele Yasası, dijital dahil tüm mecralardaki yayınları kapsar.
Artık hiçbir içerik “iddia” kılıfıyla belgesiz ve sorumsuzca yayımlanamaz.
* İddia varsa, dayanağı olmalı.
* Delil varsa, karşı taraf dinlenmeli.
* Bilgi, kamuoyuna ancak doğruluğu teyit edildikten sonra sunulmalı.
Yargıya taşınmış bir konuda haber yapılacaksa, yalnızca bilgilendirme sınırları içinde kalınmalı; aksi halde hem kişi hakları hem de masumiyet ilkesi zedelenir.
SORUMLULUK SADECE YAYINLAYANDA DEĞİL
Bu yazı yalnızca “Ajans Maraş” gibi örneklerle sınırlı değil; benzer nitelikteki tüm hesaplara yönelik bir uyarıdır.
Basın savcılıkları, yalnızca şikâyet üzerine değil, kamu yararına aykırı içerikler için de resen işlem başlatmalıdır.
Basın İlan Kurumu ise sadece ilan dağıtan bir yapı değil, etik yayıncılığı destekleyen bir denetim mekanizması olarak aktif rol oynamalıdır.
Bu doğrultuda;
* Denetim mekanizmaları daha etkin işlemeli,
* Sosyal medya yayıncılığına dair yasal çerçeve netleştirilmeli,
* Dezenformasyona karşı caydırıcı önlemler artırılmalıdır.
DEZENFORMASYON ÜRETEN HESAPLAR TAKİBE ALINMALI
Kahramanmaraş’ta bazı sosyal medya fenomenleri veya haber portalı izlenimi veren hesaplar, belgeye dayanmadan yayın yaparak kamuoyunu yanıltmaktadır.
İletişim bilgisi olmayan, yasal statüsü bulunmayan bu sayfalar üzerinden oluşturulan içerikler, hem kişi haklarını hem de toplumsal güveni zedelemektedir.
Geçtiğimiz aylarda, firmaları hedef alan içeriklerle gündeme gelen sözde haber hesaplarını kamuoyuna taşımıştım.
Benzer içerikleri sürdüren ve denetlenmesi gereken bazı hesaplar şunlardır:
• Maraş Beyfendisi
• Haberdar46
• Ajans Maraş
• Denetletr
Bu tür mecraların içerikleri, ilgili kurumlarca titizlikle incelenmeli; gerekirse hukuki süreç başlatılmalıdır. Aksi takdirde, kamuoyunun doğru bilgiye ulaşma hakkı zedelenir.
SON SÖZ: GÜVEN, BİLGİYLE VE DÜRÜSTLÜKLE GELİR
Habercilik yalnızca içerik üretmek değil; araştırmak, belgelemek ve sorumlulukla hareket etmektir.
Toplumsal barışın korunması ve kamuoyunun sağlıklı bilgilendirilmesi için herkesin üzerine düşeni yapması gereken bir dönemdeyiz.
* Kimliği belirsiz, kaynaksız ve belgesiz içeriklere geçit verilmemelidir.
* Yetkili kurumlar, sosyal medya yayıncılığını daha sıkı takip etmelidir.
Çünkü:
Gerçek gazetecilik karalama değil, aydınlatmadır.
Gerçek basın yıkmak değil, onarmaktır.
Gerçek paylaşım halkı kandırmak değil, doğruyu anlatmaktır.