Müptela olmak mı sorun yoksa ilgisizlik mi?

GÖKHAN ÜNLÜ

Kötü alışkanlıkları olan ve kötü bir duruma düşmüş kişilerin toplumdan uzaklaşarak hastalık durumuna getirdikleri...

Olmazsa olmaz denilen bir güç, bir korkusuzluk sergilediği düşünülen kimyasal ve sentetik madde kullanımları dünya ve ülkemiz genelinde artmaktadır.

Bu maddeleri kullanan kişilere renkli bir dünya görüşü belirleyen uyarıcı ve uyuşturucu madde alışkanlıklarına düşen ve kullanan kişilere “müptela olmuş” deriz.

Birçok nedeni olmakla beraber manevi ve maddi, kişinin ruhsal ve psikolojik halleri; kendisini boşlukta hissetmesi, eş dost ve arkadaş ortamları veyahut kullanıcıların ortamında dumandan feyiz almak dahi ilk aşamaları beraberinde getirir ve artık kişi maddenin esiri olur.

Çağımızın hastalığı ve gençlerimizi bekleyen en büyük tehlikedir.

Her ne hikmet ise aileler görmemezlikten ya da biçare dertlerine merhem olunmamasından yetkili idareler, birimler, yöneticiler... Kimler kimler bu alışkanlık ve “müptela” olunmuş maddelerin varlığını kabul etmemekle birlikte “Şehrimiz temiz!” demekle yetinirler. Oysa ki müptelalığın boyutu şehrin damarlarında dolaşmakta, fakat herkes keyfinin ve sefasının derdindedir.

“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın...”

Bugün dünyanın en tehlikeli ilerleyen kimyasal uyarıcısı metafentamindir.  Yani ateş ve buz. Bizimde memleketimizin en büyük sorunlarındandır.

Sentetik uyarıcılar devamında gençleri zehirlemektedir.. Ailelere ve toplumda yaşayan birçok insana zarar vermektedir. Birçok masum insanı hayattan kopartmakta ve ailelerin ocaklarına ateşler düşmektedir.

Sokaklar, alışveriş merkezleri, caddeler parklar toplumsal tehlikelere davet çıkartmaktadır.

Denetimlerin yetersiz olduğunu ve yahut yanlış uygulama alanlarının icra edildiğini görmekteyiz.

Bir şehrin emniyet ve asayişi kişilerin güvenli yaşamalarının senedi değil midir?

Deprem ve geçtiğimiz Ramazan ayı ve bayram günlerinde çok sık sorunlar yaşadık.

Sadece bu hususta mı? Trafikten denetlemelerden tutun koskoca bir hiç!.. Cezalar ya da birkaç aracı trafikten men etmek; plaka sorguları da çözüm değil bence!

Eskiden önleyici hizmet ve bu hususlarda denetimler yapılırdı.

“Şimdi nerde” diye düşünüyorum. Avrupa uzaya çıkarken bakıyorum ki şehrin yönetici ve savunucuları halen “hayırlı olsun” dileklerinde... Sanki yarışma ya da bir prova gösterisi yapılıyor? “Biz memlekete hizmet istiyoruz! Vatandaş olarak.” Tüm kurum ve kuruluşlardan görev ve görev aşığı olmalarını bekliyoruz! Adli olayların önlenmesi ya da tamamen en alt seviyeye indirilmesini de manevra taktiği istiyoruz!

Ne trafikte, ne bir AVM de, ne sokakta, ne de başka bir yerde insanların öldürülmesi ve darp edilmesini  istemiyoruz.

Şehrin sahipsizliğinin ve boşluk bırakılan otoriterlerin görevlerini benimsemesini talep ediyoruz..

Maalesef hiçbir otorite uyuşturucu, uyarıcı maddeleri kabul etmemektedir.

O halde bu şehirlerde neden narko operasyonları olmaktadır. “Küçük balık kaç, büyük balık gel!” yanlış metottur.  Zaten bunun büyüğe de aynı küçüğü de! Bir bakmışsınız ki dün içici olan bugün satıcı olmuş!

Maalesef eleştiri yapmak zorundayız!

Birinin çıkıp bunları yazması gerek!

Şair olamaya gerek yok ki... Hizmet istiyoruz hizmet..