<p class="MsoNoSpacing">Ankara'da üst solunum yolu enfeksiyonu tedavisi gördüğü hastanede vefat eden Türk edebiyatının önemli isimlerinden yazar, şair ve düşünür Nuri Pakdil, düzenlenen cenaze töreniyle toprağa verildi.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Ankara Şehir Hastanesi'nde dün 85 yaşında yaşamını yitiren Nuri Pakdil için, Hacı Bayram Veli Camii'nde bugün tören düzenlendi. Törene, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, CHP Milletvekili Bülent Kuşoğlu, eski bakanlar, edebiyatçı Necip Evlice, Rasim Özdemir ile Pakdil’in yakınları ve çok sayıda seveni katıldı.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing"><b>GÖZYAŞLARINI TUTAMADI</b></p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Törende Nuri Pakdil'in yakınları taziyeleri kabul etti. İkindi namazı ardından kılınan cenaze namazını Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Görmez kıldırdı.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Cenaze namazı sonrası lise öğrencesi Enes Ocaklı, Nuri Pakdil’in "Kudüs" şiirini okudu. Bu sırada Pakdil’in manevi oğlu olarak bilinen edebiyatçı Necip Evlice, gözyaşlarına boğularak, şiiri okuyan Ocaklı’ya sarıldı. Bu sırada cenazeye katılan bazı kişiler de gözyaşlarını tutamadı.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Namazın ardından üzerine Filistin’i simgeleyen "Puşi" konulan Pakdil'in tabutu omuzlara alındı. Tekbirler eşliğinde Tacettin Dergahı’na götürülen Pakdil, burada toprağa verildi.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing"><img alt="" src="https://www.marasposta.com/images/upload/ehqhbx_wsaepv2j.jpg" style="width: 706px; height: 471px;" /></p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing"><b>NURİ PAKDİL KİMDİR?</b></p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Gazeteci, yazar Soner Yalçın, 3 Şubat 2017 tarihinde Sözcü gazetesinde yayımlanan "Kafası Karışık Adam" başlıklı yazısında, Nuri Pakdil'i şöyle anlatmıştı:</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Oyun yazarıdır. Ama oyunları iyi değildir.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Şair'dir. Ama şairliği kötüdür.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Çevirmendir. Ama Arapça şiirleri Fransız'dan Türkçe'ye çevirmiştir!</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Ama. Edebiyata çok emek harcamıştır; 1969-1984 arasında Edebiyat Dergisi çıkarmıştır.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Okumaya tutkundur. Ancak analitik düşünceye sahip değildir; bilgiyi analiz edemez.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">İslamcı'dır.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">“Muhafazakar” ve “sağcı” denilmesini kabul etmez.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Kendini, “devrimciyim” diye tanımlar.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Kendini, “kurşun yemiş bir gerilla göğsüne” benzeterek “hiç dönmemiş partizanım” diye tanımlar.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Kendini, “anamalcı (kapitalizm), emperyalizm, faşizm” karşıtı “sosyalist çizginin en ileri ucunda” diye tanımlar. (Sosyalistliği “teoriden” değil “duygusallıktan” kaynaklanır. Anti-kapitalist Müslüman gençlerin manevi liderleri -İslam'ı ilk kabul edenlerden- yoksulların temsilcisi Ebu Zerr'in yoludur bu.)</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Eşitlikçidir. Emeğin kutsallığına inanır.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Ona göre “mülkiyet, kirli ve kanlı”dır.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Siyaseti kara bulur.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Sıklıkla “yabancılaşma” kavramını kullanır…</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing"><b>LENİN HAYRANI</b></p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Yabancılaşma kavramını ilk kez felsefi anlamda -J.J.Rousseau'dan esinlenerek- Hegel kullandı. Yabancılaşma kavramını ayakları üzerine Marks oturttu.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Marks kavrama ekonomik boyut katarak kapitalist toplumsal sistemin; insanı, ürettiğine- ilişkilerine- dünyaya yabancılaştırdığını belirtti.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Pakdil ise yabancılaşmayı salt kültür/din boyutuyla ele aldı. “Ortak tarih bilincinin tahrip edilmesi” olarak değerlendirdi. Örneğin…</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Ankara'da yabancılaşma sürecine karşı ilk eylem Kocatepe Cami'nin yapılmasıyla başlamıştı!</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Evet Pakdil, yabancılaşma kavramının iktisadi yönüyle hiç ilgilenmedi. Bugün dahi İslamcı çevrelerin bakış açısı aynıdır; Batı karşıtlıkları sadece din eksenindeki kültürel boyutla sınırlıdır. Yabancılaşmanın özünü oluşturan ekonomik ilişkiler, üretim biçimleri vs. düşüncesiyle ilgilenmezler. Oysa… Kültürün alt yapısını/temelini oluşturan iktisat değil midir? Bilmezler.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">“Hangi dünyaya kulak kesilmişse, öbürüne sağır” sözünü doğrular” Pakdil.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Somutlaştırmak için örnek vereyim:</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">1960'larda Türkiye'de üç önemli edebiyat dergisi vardı:</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">– Sezai Karakoç'un çıkardığı “Diriliş”…</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">– Nuri Pakdil'in çıkardığı “Edebiyat”…</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">– Cemal Süreya'nın çıkardığı “Papirüs”…</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Karakoç ve Pakdil yabancılaşmaya sadece kültür boyutuyla baktıkları için, Lenin'in “Emperyalizm” kitabını Cemal Süreya Türkçe'ye çevirir! Oysa…</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Sözümona Pakdil Lenin hayranıdır!.. En yakın “talebesi” Hüseyin Su günlüğünde yazar:</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">“Yazar, sanatçı ve entelektüel idolü Sartre; siyasal devrimci idolü ise Lenin'di. Okurken de konuşurken de andığı ve örneklediği iki addı bunlar. Bu iki insanın hayatına ilişkin Türkçede ne varsa mutlaka okumuştuk.” (Hece, 2004)</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Sartre'ı, Cezayir Savaşı'na verdiği destek; ve Lenin'i devrim yaptığı için beğenir. O kadar. Her ikisinin de ideolojisiyle, kuramıyla, felsefe boyutuyla hiç ilgili değildir!</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Keza. Sosyalist Ahmet bin Bella'ya da politik görüşü nedeniyle değil, Cezayir direnişi nedeniyle hayranlık duyar.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Malesef Pakdil'in hiçbir zaman teorik derinliği olmamıştır.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Okumayı bile “inanç” temelli yapar; Dostoyevski'yi bu sebeple çok sever!</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing"><b>YENİ “İNANÇ DİLİ”</b></p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Pakdil'in aradığı hep “yerli düşünce”dir?</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Düşünceyi, coğrafi alanla ve İslam ile sınırlar. Ötesini kabul etmez; “yabancılaşma” der geçer.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Oysa kendisi ezbercidir, nakilcidir.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Tüm sorunların kaynağı olarak inançsızlığı/dinsizliği görür. Türkiye'yi ayakta tutanın “ortdirek” İslam olduğunu ileri sürer.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Atatürk devrimleri karşıtıdır; ve hesaplaşma içindedir. “1923 devriminden beri, boynumuz ağrıdı Batı'ya bakmaktan. Sanki bin yıllık uygarlığımız hiç olmamıştı” diye yazar.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">“Bizi biz yapan tüm değerlerin” üzerine kalın perde çekildiğini iddia eder.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Fakat…</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">İktisatsız tarih okuması yaptığı için emperyalizmin kültürel dayatmasını göz ardı eder. Bu nedenle…</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Batı'nın sömürge döneminin Tanzimat'ı ile, iktisadi bağımsızlığı savunan Cumhuriyet aydınlanmasını aynı sanır! Batı karşıtlığı yüzeyseldir.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Cumhuriyet'in, “bizi biz yapan hangi değerlere kalın perde çektiğini” açıklayamaz.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Öte yandan…</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">“Köylülükten nefret ettiğini” söyleyen Pakdil…</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Beethoven ve Joan Baez dinlemeyi çok sever.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Van Gogh ve Chagall resimlerine bayılır. Picasso'nun Guernica tablosunun kopyasını baş köşesinden ayırmaz.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Futbolu sever; Fenerbahçeli olmayana kızar.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Türkan Şoray ve Brigitte Bardot hayranıdır.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Tesbih çekmeye karşı çıkar.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">M. Şevket Eygi'yi aşağılar.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Erenköy'deki tarikat hakkında demediğini bırakmaz.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Yetmez: “Allah” yerine “Tanrı”; “Kur'an” yerine “Mutlak Öğreti”; “Peygamber” yerine “Önder”; “Ramazan” yerine ”Oruç Vadisi” diyerek yeni “inanç dili” oluşturmaya çalışır.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Sonra da Türkçe ibadet nedeniyle Cumhuriyet'e kızar!</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Evet. Sadece kültürel değerler değil Pakdil'in her daim kafası karışıktır.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Entelektüel değildir.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Bunun nedeni; yakın arkadaşı -rahmetli- Erdem Bayazıt'ın söylediği gibi, “biçimi özden de önde tutması”dır.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Sonuçta… Pakdil üzerinde çok durulacak bir düşünce adamı değildir.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">Akar ve Fidan ziyaretine niye gittiler, anlamadım!</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing"><b>Kaynak: Odatv.com</b></p>