<p class="MsoNoSpacing">109. O gün, Rahmân'ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığından başkasının şefaati fayda vermez.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">110. O, insanların geleceklerini de geçmişlerini de bilir. Onların ilmi ise bunu kapsayamaz:</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">111. Bütün yüzler (insanlar), diri ve her şeye hakim olan Allah için eğilip boyun bükmüştür. Zulüm yüklenen ise, gerçekten perişan olmuştur.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">112. Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">113. (Resûlüm!) Biz onu böylece Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onda ikazları tekrar tekrar açıkladık. Umulur ki onlar (bu sayede günahtan) korunurlar; yahut da o (Kur'an) kendileri için bir ibret ortaya koyar.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">114. Gerçek hükümdar olan Allah, yücedir. Sana O'nun vahyi tamamlanmazdan önce Kur'an'ı (okumakta) acele etme ve "Rabbim, benim ilmimi artır" de.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">115. Andolsun biz, daha önce de Âdem'e ahit (emir ve vahiy) vermiştik. Ne var ki o, (ahdi) unuttu. Onda azim de bulmadık.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">116. Bir zaman biz meleklere: Âdem'e secde edin! demiştik. Onlar hemen secde ettiler; yalnız İblis hariç. O, diretti.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">117. Bunun üzerine: Ey Âdem! dedik, bu, hem senin için hem de eşin için büyük bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra yorulur, sıkıntı çekersin!</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">118. Şimdi burada senin için ne acıkmak vardır, ne de çıplak kalmak.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">119. Yine burada sen, susuzluk çekmeyecek, sıcaktan da bunalmayacaksın.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">120. Derken şeytan onun aklını karıştırıp "Ey Adem! dedi, sana ebedîlik ağacını ve sonu gelmez bir saltanatı göstereyim mi?"</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">121. Nihayet ondan yediler. Bunun üzerine kendilerine ayıp yerleri göründü. Üstlerini cennet yaprağı ile örtmeye çalıştılar. (Bu suretle) Âdem Rabbine âsi olup yolunu şaşırdı.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">122. Sonra Rabbi onu seçkin kıldı; tevbesini kabul etti ve doğru yola yöneltti.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">123. Dedi ki: Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan (cennetten) inin! Artık benden size hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">124. Kim de beni anmaktan yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olacak ve biz onu, kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">125. O: Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Oysa ben, hakikaten görür idim!, der.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">126. (Allah) buyurur ki: İşte böyle. Çünkü sana âyetlerimiz geldi; ama sen onları unuttun. Bugün de aynı şekilde sen unutuluyorsun!</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">127. Doğru yoldan sapanı ve Rabbinin âyetlerine inanmayanı işte böyle cezalandırırız. Ahiret azabı, elbette daha şiddetli ve daha süreklidir.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">128. Bizim, onlardan önce nice nesilleri helâk etmiş olmamız kendilerini yola getirmedi mi? Halbuki onların yurtlarında gezip dolaşırlar. Bunda, elbette ki akıl sahipleri için nice ibretler vardır.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">129. Eğer Rabbinden, daha önce sâdır olmuş bir söz ve tayin edilmiş bir vâde olmasaydı, (ceza onlar için de dünyada) kaçınılmaz olurdu.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">130. (Resûlüm!) Sen, onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de Rabbini övgü ile tesbih et; gecenin bir kısım saatleri ile gündüzün etrafında (iki ucunda) da tesbih et ki, sen, Allah'tan hoşnut olasın, (Allah da senden!).</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">131. Sakın, kendilerini denemek için onlardan bir kesimi faydalandırdığımız dünya hayatının çekiciliğine gözlerini dikme! Rabbinin nimeti hem daha hayırlı, hem de daha süreklidir.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">132. Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et. Senden rızık istemiyoruz; (aksine) biz seni rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç, takvâ iledir.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">133. Onlar: (Muhammed) bize Rabbinden bir mucize getirmeli değil miydi? dediler. Önce gelen kitaplardakinin apaçık delili (Kur'an) onlara gelmedi mi?</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">134. Eğer biz, bundan (Kur'an'dan) önce onları bir azapla helâk etseydik, muhakkak ki şöyle diyeceklerdi: Ya Rabbi! Bize bir elçi gönderseydin de, şu aşağılığa ve rüsvaylığa düşmeden önce âyetlerine uysaydık!</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">135. De ki: Herkes beklemektedir: Öyle ise siz de bekleyin. Yakında anlayacaksınız; doğru düzgün yolun yolcuları kimmiş ve hidayette olan kimmiş!</p>