<p class="MsoNoSpacing">85. İsmail'i, İdris'i ve Zülkifi de (yâdet). Hepsi de sabreden kimselerdendi.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">86. Onları rahmetimize kabul ettik. Onlar hakikaten iyi kimselerdendi.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">87. Zünnûn'u da (Yunus'u da zikret). O öfkeli bir halde geçip gitmişti; bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içinde: "Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum!" diye niyaz etti.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">88. Bunun üzerine onun duasını kabul ettik ve onu kederden kurtardık. İşte biz müminleri böyle kurtarırız.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">89. Zekeriyya'yı da (an). Hani o, Rabbine şöyle niyaz etmişti: Rabbim! Beni yalnız bırakma! Sen, vârislerin en hayırlısısın, (her şey sonunda senindir).</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">90. Biz onun da duasını kabul ettik ve ona Yahya'yı verdik; eşini de kendisi için (çocuk doğurmaya) elverişli kıldık. Onlar (bütün bu peygamberler), hayır işlerinde koşuşurlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı; onlar, bize karşı derin saygı içindeydiler.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">91. Irzını iffetle korumuş olanı (Meryem'i de an.) Biz ona ruhumuzdan üfledik; onu ve oğlunu cümle âlem için bir ibret kıldık.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">92. Hakikaten bu (bütün peygamberler ve onlara iman edenler) bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise bana kulluk edin.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">93. (İnsanlar) kendi aralarında (din ve devlet) işlerinin birliğini bozdular. Halbuki hepsi bize döneceklerdir.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">94. Bu durumda her kim mümin olarak iyi davranışlar yaparsa onun çabasını görmezlikten gelmek olmaz. Zira biz onu yazmaktayız.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">95. Helâk ettiğimiz bir belde için artık (yeniden mâmur olmak) imkânsızdır; çünkü onlar geri dönemeyeceklerdir.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">96. Nihayet Ye'cûc ve Me'cûc (sedleri) açıldığı ve onlar her tepeden akın ettiği zaman;</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">97. Ve gerçek vaad (ölüm, kıyamet) yaklaşınca, birden, inkâr edenlerin gözleri donakalır! "Yazıklar olsun bize! (derler), gerçekten biz, bu durumdan habersizmişiz; hatta biz zalim kimselermişiz."</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">98. Siz ve Allah'ın dışında taptığınız şeyler cehennem yakıtısınız. Siz oraya gireceksiniz.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">99. Eğer onlar birer tanrı olsalardı oraya (cehenneme) girmezlerdi. Halbuki hepsi (tapanlar da tapılanlar da) orada ebedî kalacaklardır.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">100. Orada onlara inim inim inlemek düşer. Yine onlar orada (hiçbir iyi haber) duymazlar.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">101. Tarafımızdan kendilerine güzel âkıbet takdir edilmiş olanlara gelince, işte bunlar cehennemden uzak tutulurlar.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">102. Bunlar onun uğultusunu duymazlar; gönüllerinin dilediği nimetler içinde ebedî kalırlar.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">103. En büyük dehşet dahi onları tasalandırmaz. Melekler kendilerini şöyle karşılar: İşte bu size vâdedilmiş olan (mutlu) gününüzdür.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">104. (Düşün o) günü ki, yazılı kâğıtların tomarını dürer gibi göğü toplayıp düreriz. Tıpkı ilk yaratmaya başladığımız gibi onu tekrar o hale getiririz. (Bu,) üzerimize aldığımız bir vaad oldu. Biz, (vâdettiğimizi) yaparız.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">105. Andolsun Zikir'den sonra Zebur'da da: "Yeryüzüne iyi kullarım vâris olacaktır" diye yazmıştık.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">106. İşte bunda, (bize) kulluk eden bir kavim için bir mesaj vardır.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">107. (Resûlüm!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">108. De ki: Bana sadece, sizin ilâhınızın ancak bir tek Allah olduğu vahyedildi. Hâla müslüman olmayacak mısınız?</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">109. Eğer yüz çevirirlerse de ki: (Bana emrolunanı) hepinize açıkladım. Artık size vâdolunan şey (mahşerde toplanma zamanınız) yakın mı uzak mı, bilmiyorum.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">110. Şüphesiz Allah sözün açığını da bilir, gizli tuttuklarınızı da bilir.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">111. Bilmiyorum, belki de o (azabın ertelenmesi), sizi denemek ve bir zamana kadar sizi (imkânlardan) faydalandırmak içindir.</p> <p class="MsoNoSpacing"></p> <p class="MsoNoSpacing">112. (Muhammed:) Rabbim! (Onlar hakkında) adaletinle hükmünü ver. Bizim Rabbimiz Rahmân'dır. Sizin anlattıklarınıza karşı yardımı umulandır, dedi.</p>