Yerel seçimler 31 Mart’ta yapılacak!

Bu kez sandığa giderken Kahramanmaraş dört çeşit oy kullanacak.

Hem merkezdeki hem de eski adıyla köy yeni adıyla mahalle olan kırsal bölgelerdekiler sandığa 4 kez gidecek.

Büyükşehir Belediye Başkanı,

İlçe Belediye Başkanı,

İlçe Belediye Meclis Üyesi,

Ve muhtar ile azaları için oy kullanacak seçmenler…

**

Hemen her mahallede birden fazla aday var.

Kimi mahallelerde bu sayı 6-7’ye kadar yükseliyor.

Hepsinin de sloganı ‘mahallemizi birlikte yönetelim’ ifadeleri…

Mahallenin yönetimi nasıl bir yönetim ki, birlikte yönetilecek?

Özellikle gelişmiş mahallelerde muhtarlık sadece maaşı ve silahı için var gibi, hadi kırsalda durum farklı olabilir.

Mahallenin içmesuyu, kanalizasyonu, yolu, çevre düzeni gibi unsurlar özellikle kırsalda ortaya çıkıyor.

Kırsala göre nispeten ve iyice gelişmiş mahallelerde bu sorunlar yok gibi ya da yok!

Ki, bir çoğu muhtar ‘eskiden süre gelen’ muhtarlık apoletinin yanında ek gelir ve işin havasında gibi bir görüntü içerisinde…

Elbette eleştirmiyoruz ama şu kendilerinin bile inanmayacakları yalana da sığınmasalar iyi olacak.

**

Aynı konu belediye meclis üyeleri için de geçerlidir.

Meclis üyeleri adeta noter kâtibidirler. Mecliste gündem maddeleri okunur, oturumu yöneten başkan ya da vekili sorar…

‘Kabul edenler’ veya ‘kabul etmeyenler.’

Sonra da tasdikler.

‘Kabul edilmiştir.’

Tabi işin ayrıntısı da olur.

Onu da zaten oturum başkanı yönlendirir.

‘Konunun komisyona havalesine…’

Ben katıldığım-izlediğim bir çok Belediye Meclis Toplantısında hemen hemen aynı olmuştur.

**

Ya belediye başkan adayları…

Aslında onları da aynı kefeye koymak gerekir.

‘Şehrimizi birlikte yönetelim’ derken gerçekte bunun böyle olmayacağını da kendileri bilirler.

Çünkü ‘şehri yönetmenin’ bir adabı vardır.

**

Önce şuna bir dikkat çekelim.

Yürürlükteki “Büyükşehir Belediyesi Kanunu”na göre Büyükşehir Belediyes’nin organları sırasıyla şöyle:

“Büyükşehir Belediye Meclisi.

İhtisas komisyonları.

Büyükşehir Belediye Encümeni.

Büyükşehir Belediye Başkanı.”

Ama kanunda ‘Şehri Birlikte Yönetelim’ denilen ve oy istenen seçmen yok.

**

Şimdi ‘Şehri Birlikte Yönetelim’ denilen oy sahibi, başkana gidecek ‘şöyle şöyle olmalı’ diyecek.

Başkan ne der?

Kırmamak için yağlı-ballı sözlerle geleni gönderir.

Çünkü ‘şehri yönetmek’ için başkandan önce encümen var, encümenden önce komisyonlar var, komisyondan önce meclis var.

Ki, tüm bunların üstünde de olmazsa olmazı gibi ‘bağlı bulundukları’ siyasi partiler var.

Ki -ne danıştıklarını merak ettiğim-  başkan danışmanları var.

Ki, başkanı o iş için görevlendiren güç var.

‘Birlikte yönetelim’ sözüne ‘akıl ola da beri gele’ inanasın.

**

Mahallede yaşadığımız bir sorunun çözümü için muhtar yardımcı olmadı.

Önceki seçimde oy verdiğimiz muhtar bizi dinlemedi bile.

Sonrasında belediyeye müracaat ettik, dilekçeler verdik.

Belediyenin ilgili müdürleri, baştan savdı… Konuyu başkan yardımcılarına ilettik, bizi kırmamak için dinlermiş gibi yaptılar ama sonuç çıkmadı. Sonrasında ilçe belediye başkanımıza ulaştık. Dinledi, not aldı ama sonuç ‘nanay da gülüm nanay…’

Biz de soluğu büyükşehir de aldık.

Sonuç, kocaman bir sıfır.

Hani mahalleyi, ilçeyi, kenti beraber yönetecektik.

**

Yaşadığımız olayı düşündükçe aklıma da şu türkü gelmiyor değil:

“Yüce dağ başında yanar bir ışık.

Düşmüşüm derdine olmuşum aşık.

Ağ buğday benizli zülfü dolaşık.

Dividim, kalemim, yazarım.

Böyle bir yavrunun derdi var bende.

Yar bende. Oy bende.

Aha ben gidiyom, sen hemen ağla.

Yan ağla. Dön ağla.

Yüce dağ başından indiremedim.

Yönünü yönüme döndüremedim.

Bir yarin aklını kandıramadım.

Dividim, kalemim, yazarım.

Böyle bir yavrunun derdi var bende.

Yar bende. Oy bende.

Aha ben gidiyom, sen hemen ağla.

Yan ağla. Dön ağla.”