Enflasyonu düşürebiliriz, Nasıl mı?

Enflasyonu düşürebiliriz, Nasıl mı?

PROF. DR. TAMER ÜSTÜNER (*)

Türkiye’de enflasyonu düşürmek için uygulanabilecek adımlar, hem kısa vadeli talep baskılarını azaltmayı hem de uzun vadeli yapısal sorunları çözmeyi hedeflemelidir. Aslında Türkiye’de enflasyonu düşürebilecek yapısal, kurumsal ve yönetsel olarak çok uygun bir ortam var ama buna rağmen enflasyon düşürülemiyor. Niçin?

TC hükümeti tarafında yıllardır enflasyonu düşürmek için çok yönlü mücadele yapılmaktadır. Ancak Türkiye’de enflasyon oranları hala %30’lar seviyesinde oysa AB, ABD, Japonya ve Çin gibi ülkelerde enflasyon oranları tek haneli düzeydedir.Acaba bahsedilen ülkelerde enflasyonu düşürücü koşullar olupta bizde olmayan ne olabilir?

Türkiye hükümeti özellikle ilgili kurumlar arasında şimdiye kadar hiç görülmemiş düzeyde bir ahenk ve iş birliği olmasına rağmen enflasyon canavarı çok yüksek düzeyde direnç göstermektedir. Bunun müsebbibi ne olabilir?

Türkiye’de özellikle Merkez Bankasının (MB) sıkı para politakasına, Bağımsız, veri odaklı, şeffaf bir merkez bankası olmasına rağmen, Maliye bakanlığı, hazine ve devlet bütçesi, Mali disiplin ve bütçe kontrolü, Kur istikrarı, Döviz rezervlerinin güçlendirilmesi, Kambiyo ve sermaye kontrollerinden kaçınma, Yapısal politikalar, Üretim kapasitesini artırmak, Tarım, enerji ve sanayi yatırımlarının artırılması, girdi maliyetlerinin düşürülmesi (enerji verimliliği, lojistik altyapı),ithalata bağımlılığı azaltmak, Rekabetin güçlendirilmesi,yerli üretim, Ar-Ge ve teknoloji yatırımları, Beklentilerin yönetilmesi, Orta vadeli plan ile uyumlu, tutarlı ve uzun süreli bir program, Veri şeffaflığı, TÜİK, Merkez Bankası ve kamu kurumlarının güvenilir veri sunması, Gıda ve enerji enflasyonuna özel çözümler, Su yönetimi, modern sulama sistemleri, tarımsal planlama, Zincir marketlerde rekabet artırıcı düzenlemeler, Enerji maliyetlerini azaltma, Yenilenebilir enerji yatırımları ve Doğal gaz depolama kapasitesinin artırılması gibi onlarca adım eş zamanlı olarak atılmasına rağmen, Türkiye tarihinde şimdiye kadar görülmemiş kurumlar arası ahenk olmasına rağmen niçin hala enflsayon yüksek çıkmaktadır.

Hükümet olarak zincir marketlerin, Toptan sebze-meyve satıcıları ve kabzımalların da üretim yapmasına izin verilmiş olmasına rağmen bu işi yapanlarda bakıyorsun markette, halde diğer tüccarlardan alan marketçiler ve toptancı halciler ile aynı fiyata sattıklarına milletçe şahit olduk…Oysa bu uygulamadaki amaç ürünlerin girdi maliyetini düşürerek aracıları devreden çıkararak vatandaşa daha düşük fiyatla ürün tedariğini sağlamaktı ama bunu hiçbir zaman göremedik… Niçin? Çünkü zihniyet aynı daha fazla kar etmek….

Çiftçiler’e (Bitkisel üretim yapanlar) ürettiklerini ister tüccara isterse semt pazarlarında rahatlıkla halka arz etsinler diye böyle bir uygulama başlatıldı ama semt pazarlarındaki mafyavari zihniyetler vatandaşın tarladan ürettiğini ucuza satmasına izin vermediler. Niçin bu başarısız oldu? Çünkü rantçı bir zihniyet var bunlarla mücadele etmek hiçte öyle kolay olmamaktadır…

Zincir marketler tarlada kendi ürettikleri ürünleri marketlerde piyasanın altında satışa sunsa yinede büyük bir kar elde edecek ama satmıyorlar, neden? Çünkü bu ticaret erbabları paragöz insanlar, paraya karşı doyumsuzlar….Bu grup insanlarda vicdan ve merhamet duygusu çok zayıf.Bu zincir marketler reklam sloganı olarakta “Tarladan sofranıza” kullanıyorlar, vatandaş bu slogandan ucuzluk ve tazelik düşüncesine kapılıyor oysa yaşadıklarımız böyle mi?

Bazı üreticiler öyle fırsatçı tüccarlarla karşılaşıyor ki yetiştirdiği ürünleri bahçesinde satamıyor, çünkü tüccarlar üreticiyi nasıl felç edeceğini çok iyi biliyor….Uzak değil daha 2 ay öncesinde Çukuroava’da mandarin üreticisine ölü fiyat veren tüccarlardan dolayı meyvesini ağaçta çürümeye terk etti…Yine geçmiş dönemde domates üreticisi tüccarlar ölü fiyat verdiği için bunlara kızıp domateslerini nehre dökmüştü… Bu tür örneklere Türkiye’nin birçok bölgesinde birçok üründe her zaman şahit oluyoruz. Niçin? Çünkü vicdansız ve merhametsiz tüccarlardan dolayı, paraya tamah etmiş insanların birden zengin olayım mantığıyla üreticilerimizi de mağdur etmektedir. Türkiye’de fırsatçı, stokçu ve merhametsiz tüccarlardan dolayı şuan üretici üretimden vazgeçme noktasına gelmişlerdir.Türkiye’de enflasyonu körükleyen zihniyetler stokçu, fırsatçı ve insafsız olan tüccarlardır.

Geçen hafta Türkiye’nin birinci gündeminde asgari ücret tespit komisyonu toplantısı var, dolayısıyla asgari ücret ne olacak? Bu süreç başlar başlamaz, çaydan-şekere, undan-yağa kısaca iğneden ipliğe herşeye zam gelmeye başlandı. Bu bir fırsatçılık değil mi? Özel sektörlerde çalışanların daha zamlı maaşları ellerine geçmeden her sektör etiket güncellemeye başlamışlar. Burada asgari ücretli çalıştıran marketlerin gerekçesi şu oluyor; çalışan personel maliyeti yükseldi mecbur zam yapacağım diyor, peki asgari ücretli çalıştırmayan küçük işletmelere ne oluyor? Onlarda piyasada zam var algısına kapılıp zam yapıyorlar. Çoğu asgari ücretliler artık şunu istiyor bizim maaşa zam yapmasınlar ama piyasadaki fırsatçılarda zam yapmasın istiyorlar…

Gıda fiyatlarındaki enflasyonu düşürmek için;

Tarladan üretilen ürünlerin değerinde piyasaya arzı için, hem üreticiyi hemde tüketiciyi korumak adına ilgili bakanlıkların koordinesinde ve kontrolünde fiyatlama borsası kurulmalıdır.Bu aracı tüccarların kar maliyeti yine bakanlıkça belirlenerek sebze gıda haline ürün girişleri takip edilerek perakendeci ve marketlere girişinde kadar yine fiyat belirlemede ilgili bakanlık rol almalıdır. Çünkü anormal fiyatlamalar tüccar ve hal aşamasında yapılmaktadır. İkinci aşama ise perakendeci fiyatlaması gelmektedir, burada da Türkiye perakendeciler Federasyonu devreye girmelidir. Bu federasyon sıkı fiyat takibi yaparak fırsatçı, stokçu ne kadar esnaf varsa en ağır yaptırımları uygulayabilmelidir. Belirli kapasite ve üstünde olan marketlerde (150 m2 ve üzeri kapalı alanlara sahip tekli veya çoklu market)organizasyonu, dağıtımı ve fiyat etiketlemesi tamamen Bakanlık personeli tarafından yapılacak bir millet reyonu açma zorunluluğu getirilse bu uygulama dahi başlı başına marketlerdeki fahiş fiyata artışlarını frenlemeye yeterlidir. Bunu bakanlık eliylede marketlerden reyon kiralama yöntemiylede uygulanabilir. Bu millet reyonunda kırmızı etten beyaz ete, süt ve ürünlerinden bakliyata, çay şeker, yağa birçok temel gıdaların dağıtımı ve fiyatlaması bakanlık (Ticaret, Maliye, Tarım bakanlığı) personellerince yapılırsa hem o marketin diğer reyon kontrolü yapılmış böylece o market için oto kontrol sistemi oluşturulmuş olur.Marketçiler bakanlık personelince yakın takipte olduğunu düşünerek gelişigüzel fiyat artışları yapamaz.Devlet eliyle yapılan Koop Market zinciri tek başına bu enflasyon canavarlarını yenemez…

Tarlada üretilen tüm ürünlerin tüccar inisiyatifine bırakılmadan hükümet tarafından taban-üst fiyatları belirlenerek kontrolü devlet tarafından yapılan ürün satış borsası oluşturulmalıdır. Tarladan sofraya üretim yapan zincir marketlerin Ticaret bakanlığı tarafından girdi maliyet analizini yaparak kar oranında bakanlık belirlemelidir. Tüm marketler başta zincir marketler olmak üzere Ticaret bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı koordinesinde uzman ekiplerce fiyat, kalite kontrolü yapılarak vatandaşa daha ucuz ve kaliteli ürün hizmeti sağlanabilir.

Enflasyonu düşürmek için bir takım tedbirlerin sahada uygulanabilirliği için yasal mevzuatlar hazırlanıp meclisten ilgili yasaların acilen çıkarılması gerekir.

(*) PROF. DR. TAMER ÜSTÜNER (Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Öğretim Üyesi)