Geçmişte İmam Hatip Okulların ’da okumak için gelen öğrencilerin çoğunluğu; fakir ve kırsaldan gelen ailelerin çocuklarıydı. Kalacak yer bulmazlardı. Bundan dolayı: Çoğu cami hücrelerinde, bazen üç beş kişi, bazen de yedi kişi kaldıkları olurdu. Doğru düzgün: elbiseleri, ayakkabıları ve yiyecekleri olmazdı. Bazıları aynı mekânda: Yemek yaparlar, yatarlar, ders çalışırlardı. Ekmek bulsalar katık bulamazlardı. Bazen tok, bozanda’ aç yatarlardı. Ceplerinde harçlıkları hemen hemen yok sayılırdı. Aileleri ’de ihtiyaç sahibi olduklarından evlatlarına fazla yardım edemezlerdi.

Kimilerine göre kara kura çocuklardı. Kimilerine göre irticacı[L1]  idi. Ancak: Bu iddiaların aksine; çalışkan, okuyan[L2] , yazan, düşünen, ufku açık, inançlı, edepli, ahlaklı, iffet, namus abidesi, doğruluk ve dürüstlük timsali,  gelecek ve ümit vadeden medeni nesillerdi.

Bazı zamanlar: Önü kesilen, hayat hakkı tanınmayan, İmam hatip nesli; ilim, irfan, söz, usul, adap, saygı, kural, sınır, yol yordam, görgü, hal ahval, alçak gönüllülük, vefa, dostluk, mertlik, ikram, gözü tokluk,yüreklilik, hak, hukuk, helal haram, saygı, sevgi, büyük küçük, hatır, gönül bilirdi. Hainlik yapmaz, yolda satmaz, arkadan vurmaz, heyecanlı, duygusal, yüzü yumuşak, gönlü paktı. Ama taviz vermez, ilmi sever, hoşgörülü, diğerkâmlı ve dostluğuna güvenilirdi.

 Asımın nesli, nesli necat. Bu ümmetin duasını almış. Ümidi olmuş. Ümmetin güvenine mazhar olmuş bir nesildi. Hayalleri, heyecanları, inançları çok güçlü ve kuvvetli idi.İyi üniversitelerde okumak, iyi yetişmek, önemli devlet kadrolarında görev yapmak, adaleti, iyiliği, güzelliği, doğruluğu, dürüstlüğü temsil etme gibi ulvi hedefleri vardı. Edep, ahlak ve ibadet onların hayatına iyice yansırdı. Yüzlerinde bu farkındalık görülür ve his edilirdi. Duruşları; çevrelerine güven ve huzur verirdi. Kendileri: Açlık, yokluk çekseler dahi iyilik yapmaktan hiç vaz geçmezlerdi

İmam hatip öğrencileri: Sanata, edebiyata, münazaraya, şiir ve tiyatroya önem verirlerdi. Bilgi yarışmalarında dereceye girerlerdi. Mehter marşlarını terennüm ederlerdi. Sporun her çeşidine çok düşkünlerdi. Güreşte hep birincilikleri alırlardı.

İslam için, devlet, millet, bayrak ve ezan için her türlü fedakârlığı tereddüt etmeden göze alan bir nesildi. Mensubiyet ve aidiyet sahibi idilerdi.

Entelektüellerin: Övgü ve saygı duyduğu aydın bir nesil olarak ifade edilirdi.

İmam hatiplilerin tarihinde: Devlete, vatana, bayrağa, ülkeye, maddi ve manevi bütün kazanımlara

bağlılık; hem pratik hem de teorik olarak, bilinç ve inanç oluşturmaktaydı.  

İmam hatip neslini: Rahmetli Mahmut Celalettin Ökten şöyle tanımlamıştır.

‘’Asrın ihtiyaçlarına müdrik, doğuyu ve batıyı bilen münevver, dindar görüneceğim diye mutaassıp olmayan, aydın desinler diye’ de dinden taviz vermeyen, tavizsiz fakat müsamahakâr bir gençlik’’.(Mahmut Celalettin Ökten)

Millet inançlı: Evlat, çocuk, genç, anne, baba, eş, koca, memur, öğretmen, öğrenci, asker, amiral, general, ordu komutanı, savcı, hâkim, müdür, memur, esnaf,sanayici, işçi, şoför, pilot, polis, vali, kaymakam, doktor, avukat, mühendis, mimar, bakan, genel müdür, tüccar, belediye başkanı, sosyolog, psikolog, cumhurbaşkanı, mutlu yuva istiyordu. Bu değerlerin: İmam hatip okullarında olduğunu ve olabileceğini düşünerek buralara ayrı bir önem veriyordu. İdeallerinin, arzularının, beklentilerinin burada buluşacağına, yeşereceğine inancı tam olduğundan her türlü desteği gösteriyordu.

Bu millet imam hatip neslini; hayal etmiş, desteklemiş[L3]  ve desteklemeye ‘de devam etmektedir. Bu nesilden devlet ve millet düşmanı çıkmaz. Bu nesil milletin ta kendisidir. Millet bu nesilde kendini bulmakta ve görmektedir. Özlediği[L4]  değerlerini, görmek ve yaşatmak istemektedir. Bu bağlamda bu nesli anlamak milleti anlamaktır.

Geçmiş zamanlara göre, Bu gün: İmam hatip okulları, yurdun her yerinde: sayı ve öğrenci kitlesi bakımından, hemen her yerde varlığı bilinen ve görülen okullardır. Ancak, kemiyet bakımından yeterli olsa da, keyfiyet yönü ile yeterli olmadığı tartışılmaktadır. Elbette ki eğitimde: Programlar, mekânlar, öğretmenler ve öğrenci profili önemlidir. Beklide daha önemlisi verici ve alıcıların realist ve idealist olmasının gerekliliğidir. Bu bağlamda, mevcut durum; iyi okunmalı, imkânlar iyi değerlendirilmeli, zamanında yeterli tedbir alınmalı, çözümler üretilmelidir. 

Sonuç olarak: Her kurumda ve toplumda elbette ki yanlışlar ve hatalar olabilir. Asıl olan: Bardağın dolu tarafına bakmaktır. Bende bir imam hatipliyim. İlahiyatçıyım. Sıralarında, koridorlarında yedi senesini geçirdim. Bir bakıma, imam hatip boyasıyla boyanmanın, havasını koklamanın verdiği; duyguyu ve sorumluluğu hissederek, yaşayarak her daim bu farkındalığı gördüm. Çevrem tarafından da bu kimliğin verdiği; ağırlığı, değeri, kıymeti, saygıyı, sevgiyi, her konumda hissettim. İmam hatipli olmanın sevincini ve mutluluğunu yaşıyorum. Ayrıca bundan dolayı ’da Rabbime her zaman şükrediyorum. Beni bu okula gönderen annem ve babama, bizi yetiştiren hocalarıma dua ediyorum.


 [L1]

 [L2]

 [L3]

 [L4]